Zeliha Akın, Furkan Payaş ve Adem Mermerkaya “Furkan’ın Hikayesi”ni anlatmak için yola düşmüş… Ekibin en genç ismi Zeliha Akın senaryoyu yazmış… ”Furkan’ın Hikayesi” sadece bir şehit hikayesi değil, koskoca bir dünyanın vicdan mücadelesinin en afili hikayesi. Neden bu işe giriştiklerini, nasıl bir çalışma yaptıklarını Zeliha’ya sorduk.
Furkan’ın Hikâyesi” çizgi romanında neler anlattınız? Ne okuyacağız biz?
Çıkış anı, yolculuk, saldırı anı, sorgulama süreçleri, aynı süreçte Türkiye’de yaşananlar, buradaki karşılama törenini kapsayan bir iş olması planlanırken zaman kısıtlı olduğu için sadece saldırı anını anlattık. Tüm saldırı anını Şehit Furkan’ın gözünden anlatmayı tercih ettik. Furkan’ın günlüğündeki mektubu ile başladık. Hikâye Furkan’ın su istemesi ve İsrailli askerlerin “Uskut kelb (kapa çeneni) diye bağırmasıyla bitiyor.
DUYULMAK İSTENMEYEN ÇIĞLIK DUYULDU
Mavi Marmara’nın etkileri ya da amacını da bulabilecek miyiz çizgi romanda?
Sadece saldırı anından ibaret olması insanlarda “oraya savaşmaya gidildi” algısı oluşturacak kaygısını taşıdık. Evet anlatılan saldırı anı, sadece o yarım saat, askerlerin yukardan inmesi… Ama bu kadar değil elbette, alt metinlerde Mavi Marmara’nın tüm amaçları anlatıldı, giriş kısmında insanların neden gittiği özetlendi. 50 ülkeden bir sürü insan gittiğini, sadece Müslümanların veya Türklerin bir tepkisi olmadığını öne çıkarmak istedik. Hatta hikâye Abdülhamit’ten başladı. Filistin topraklarının para karşılığında istenmesine büyük padişahın cevabı ile başladık. Filistin tarihine de yer vermiş olduk böylece. Mavi Marmara bir bakıma oradaki çocukların çığlıklarını duymayan dünyanın, bir anda oraya yönelmesine vesile oldu, biz bunu anlattık.
EYLEMLERDEN ÇOK FARKLI BİR HİS BU HİKAYEYİ YAZMAK
Senaryoda yazdığın sana kalan en net olay, cümle nedir?
Saldırı anında ve sonrasında çok etkilenmiştim. Tüm eylemlerde bulunmuştum, çok üzülmüştüm, uyumamıştım. Ama bunu yazarken eylemlerde hissettiğimden çok farklı şeyler hissettim… Furkan’ın şahadeti çok önemli. Üzülerek yazdığım bir şey vardı, daha sonra bazı yerleri çıkardım. Mesela erkekleri geminin önünde çıplak dolaştırmışlar, biz o insanlar incinmesin, rencide olmasın diye çıkardık, bu işkence beni en çok etkileyen olaylardandır. Aklımın almadığı olaylardan biri, Fahri Yaldız’ın şehit olmasından sonra gemideki halatları, bütün çöpleri hepsini onun üzerine atmışlar. Tamam öldürmeye geldiniz onu biliyoruz ama öldürdükten sonra işkence etmeyin en azından. Bir diğeri ise bir aktiviste arkadan 9 kurşun atıyorlar, ölmüyor, kolu parçalanıyor. Merdivenlerden düşüyor ve etinden kemik ayrıldığını söylüyor. Dönünce kızlarını hatırlayamayan babalar var mesela.
ATEİST BİLE O’NA SIĞINMIŞ…
Mavi Marmara yolcularının ortak özellikleri neler sence?
Gidenlerin hiçbirinde “Ölür müyüz? Bize bir şey olur mu?” diye bir düşünceleri olmamış ve hepsi saldırı anı için “kendimizi hiç bu kadar güvende hissetmemiştik” diyorlar. Hatta bir ateist Allah‘a inanmadığı halde biz kendimizi O’na havale ettik diyor… Korkmuyorlar ve hepsi saldırı anında bile Gazze’ye gideceklerini düşünmüşler, hiç umutlarını yitirmemişler.
12 DİLE ÇEVRİLECEK
Çizgi romanın hedefi ne?
Birçok yerde bu olayın gerçekleri ambargo ile engellenmiş. Bu çizimler birçok insana ulaşacak. 8 sayfa yazılan bir hikâye 19 kare çizim çıktı. Küçük bir kitapçık hâlinde basılacak ve 12 dile çevrilecek bu çizgi roman. 100 bin kadar basılacak. En önemlisi ise PDF hâlinde, herkesin internette ulaşabileceği şekilde olacak. Ambargo yıkılacak böylece.
FURKAN NASIL FURKAN OLDU?
Başka Mavi Marmara projeniz var mı?
Tüm Mavi Marmara’nın ve Furkan’ın bütün hayatının anlatıldığı 180 sayfalık yeni bir proje yazıyoruz şimdi. Bu daha yeni bir proje, ne çıkar bilmiyoruz. Furkan sadece bizim için değil tüm dünya için bir örnek. Bizim anlatmak istediğimiz 19 yaşındaki birinin, nasıl böyle biri olduğu. Furkan’ın çocukluğundan başlayacak. Nasıl bir çocuk, gitme amacı ne idi, vs… Tüm şehitlerin bir şekilde İHH ile bağlantısı var. Ama Furkan’ın bağlantısı yok, babasını araya sokarak gemiye biniyor, gitmek için çok uğraşıyor. İHH’daki bir arkadaşın gitmeme nedeni sınavları olduğu içindi, şimdi bu cevabı vermekten çok utanıyor. “Sınavlarım bir sene alttan olsa ne olurdu” diyor. Furkan bunları düşünmedi… O iyi bir örnek ve dünyaya bunu göstermek gerekiyor.