Kadir Bekâr
“Gerçekliğin tam ortasında, sinemanın ne demek olduğunu ve doğallığını ortaya koyan muazzam bir eser”
Yeni akım İran sinemasının en önemli yönetmenlerinden biri olan Mohsen Makhmalbaf’ın yönetmenliğini ve senaristliğini yaptığı film, sinema ile ilgisi olan yahut ilgilenmeyi arzu edenler için kılavuz bir eser mahiyetindedir. Filmin başında ve sonunda çalan Fars ezgisi Shardad Rohani tarafından bestelenirken, yapımcılığını ise Abbas Randjbar ve A. Lavasani üstlenmektedir. 1995 yapımı olan, belgesel-film kıvamındaki bu eserin en önemli özelliği ise sinemanın doğallığını ve gerçekliğini net bir şekilde ortaya koymasıdır.
Sinemanın yüzüncü yılı anısına bir film çekmeyi arzulayan yönetmen Mohsen Makhmalbaf, gazeteye oyuncu ilanı verir. Bu ilanı okuyan binlerce insan, filmde rol almak için başvurur. Film buradan itibaren başlar. Başvuran kişilerin hareketlerini, duygularını ve hayallerini kayıt altına alır. Yönetmen orada bulunan insanlara emirler ve direktifler vererek, onlardan yapmasını istediklerini söyler ve orada bulunanlar da ellerinden geldikçe bunu yapmaya çalışırlar. Filmin içerisinde olduklarından haberleri olmayan bu insanların doğal hallerini resmeden Makhmalbaf’ı, filmde canlı olarak görüyoruz.
Farklı duyguların iç içe geçtiği, insan doğasının en saf hâli ile ortaya koyulduğu ve filmdeki karakterlerin ruh dünyasını da seyretmemize fırsat sağlayan yapıt, sadeliği ile dikkat çekiyor. Hayatın kendisinin film, filmin kendisinin hayat kadar taze olduğunu gözler önüne seriyor. Filmin bende en hoş tesir uyandırdığı sahneleri ise, kör adamın tiradı ve iki hanım arkadaşın yaşadığı duygu cenderesiydi. Bu filmin derinliğinizde farkındalık uyandıracağını ümit ediyorum. İyi seyirler.