Kendilerini İslam’ın saf ve doğru mesajını insanlara iletmek için vazifelendirmişler. Ekranın karşısına çıkıyorlar, terörü lanetliyorlar, İslam’ın adını kötüye kullanan her eylem için tepki gösteriyorlar, çocuklara Kur’ân okutuyorlar. Bütün bunları Amerikalı bir grup Müslüman genç yapıyor. Üstelik bunu Amerika’daki birçok televizyon kanalını kullanarak yapıyorlar. Programın ismi “The Deen Show With Eddie”. Biz de programın sunucusu ve yapımcısı Eddie Redzovic ile İslami Talk Show programı üzerine kısa bir söyleşi yaptık.
Sizi mühtedi olarak tanıyoruz. Yakın zamanda İslamiyet ile tanıştınız ve o zamandan bu yana sürekli olarak İslam’ı anlatan yayınlar ile ilgileniyorsunuz.
Evet. Müslüman olduktan sonra kendimi hayatın anlamını anlatmaya adadım diyebilirim ve bunu “The Deen Show” adındaki talk show programım ile gösteriyorum, elhamdülillah. The Deen Show uluslararası mecrada milyonlarca kişi tarafından izleniyor. Islam Channel, Iqra Tv, Huda Tv, Guide Us Tv ve Can Tv’de gösteriliyor.
İçinde bulunduğumuz çağda İslamiyet’i anlatmanın en elzem yollarından birisi televizyon ve interneti kullanmak. Siz de bu yoldan insanlara ulaşıyorsunuz. Ne zaman karar verdiniz bu programı yapmaya?
2006 yılında ilk yayınımızı yaptık ve o tarihten beri The Deen Show devam ediyor.
Peki nasıl karar verdiniz?
Müslüman olduktan sonra insanların zihninde İslamiyet ve Müslümanlara dair büyük yanlışlıklar olduğunu gördüm. Ardından insanların zihnindeki bu yanlışları hem eğlenceli, hem de ilginç bir şekilde nasıl giderebilirim diye düşündüm ve “Hayatın Anlamı”nı çok basit bir mesajla insanlara göstermeye çalıştım. Kendi hayatıma baktığım zaman insanlara İslamiyet ile ilgili bir şeyler gösterdiğimde mutlu olduğumu fark ettim. Çünkü insanların hayatlarını daha iyiye yöneltmek için açık ve çok basit bir mesaj kullanarak anlamalarını sağlamak çok hoşuma gidiyor. Bunu yapabilmek için en iyi yöntem olan medyayı kullanmaya karar verdikten sonra program fikri de ortaya çıkmış oldu.
Aldığınız tepkilerin de bu doğrultuda iyi olduğunu düşünüyorum.
Elhamdülillah, The Deen Show Allah’ın yardımıyla O’nun dinini anlatabilmemiz için her geçen gün daha da büyümeye devam ediyor. Etrafımızda programımızı izlemeyi alışkanlık haline getirmiş çok sayıda insan görüyoruz. Bu insanların hayatlarını büyük ölçüde etkiliyor, İslamiyet’in doğru mesajlarıyla eğitilmelerini sağlıyor ve Müslümanlar da kendilerini yenilemek için takip ediyorlar. Aynı zamanda The Deen Show’u izledikten sonra İslamiyet’e dönüş yapan çok sayıda insan oldu, elhamdülillah.
Çok şükür. Sizin bu programınızın dışında bir de filminiz var; “From Dunya To Deen” (Dünyadan Dine) isminde. Filmde kendi hayatınızdan kesitler var ve İslam’ı nasıl seçtiğinizi anlatıyorsunuz.
Evet, İslam dini ile hayatıma nasıl anlam kattığımı anlattığım bir film bu. İnsanlar bu filmi izledikten sonra hayatımdaki değişikliğin hangi boyutta olduğunu görmelerini umuyorum, bir de bu deneyimin onlar için ilham olmasını diliyorum.
Son olarak şunu sormak istiyorum; Amerika’da yaşanan 11 Eylül saldırılarının ardından İslam’ı anlatan böyle bir televizyon programı yapmanın zorlukları var mı?
Bizim işimiz paylaşmaktır. Çünkü İslam bize insanlığı ve etrafımızdaki insanları önemsemeyi öğretti. Hz. Peygamber’in hayatına baktığımızda, O’nun merhamet için ve tüm hayatını İslam’ı paylaşmak için gönderildiğini görüyoruz. Bu süreçte başına gelen zorluklar karşısında hiçbir zaman vazifesini bırakmamıştır çünkü Allah hep O’nun yanındadır. Dolayısıyla burada böyle bir program yapmanın elbette zorluğu oluyor, fakat biliyoruz ki zorlukla birlikte kolaylık da var ve Allah hep bizim tarafımızda.
Çok teşekkür ederim röportaj için.
Ben de teşekkür ederim ve Türkiye’deki tüm dostlara selamlarımı iletiyorum.