Bir Ramazan günü. Akşam saatleri. Herkeste iftar telaşı var. Trafikte ilerleyen iki araç, kavşakta yer verip vermeme meselesinden dolayı gerilim yaşıyor. Adam arabadan iniyor, bağırıyor, çağırıyor.. İçeride ailesi var, hepsi telaş içinde. Sonra diğeri adam da iniyor aracından, öfkeleniyor, söyleniyor. Onun da ailesi var arabada, onlar da tedirgin. Etraftakilerin müdahaleleri ile yatıştırılıyorlar ve araçlarına biniyorlar tekrar. İki araç da yola koyular yeniden. Epey zaman geçtikten sonra yolları tekrar kesişiyor bu araçların. İki adam da birbirinden huylanıyor, “acaba beni mi takip ediyor” diye geçiriyorlar içlerinden. Ters ters bakışmalar devam ediyor.
İftara çok az kalmış.. Bu iki araç epey mesafe peşi sıra yol alıyorlar. Gerginler hâlâ.. Araçlardan biri sağa doğru park ediyor sonra. Diğeri de birkaç yüz metre ilerisine duruyor. İki aile iniyor arabadan. “Hasbinallah” diyorlar içlerinden..
Bir bakıyorlar, aynı apartmana doğru ilerlemek üzereler. Fazla yakınlaşmadan kapının önüne geliyorlar. Lakin son sahnede, görüyorlar ki iki aile de yan yanadır. Adamlar öfkeli ve suratsız bir şekilde dikilmekteler. Patlayacaklar ama Ramazan hürmetine kendilerini tutuyorlar. Ve sonra adamlardan biri beşinci zile basıyor. Diğer adam şaşkın.. Meğer aynı zile basacakmış.. Ve o an kapı açılıyor..
İki adamda bir pişmanlık bir pişmanlık.. Anlıyorlar ki aynı eve iftara davetlilermiş… Daha kapının girişinde özürler, af dilemeler başlıyor. “Aslında ben hiç sinirlenmem, nasıl oldu, ah ah..” türü söyleniyorlar. Ev sahibi durumdan habersiz. İki adam da kızarmış, bozarmış bir hâlde… Sarılıyorlar, helalleşiyorlar, meseleyi tatlıya bağlıyorlar…
Bu yaşanmış olayı geçen ay dinledim. Ve bu hadise şunları düşünmeme vesile oldu:
Bu dünya hayatının sonunda hepimiz Allah’ın huzurunda toplanacağız.. Bundan kaçış yok.. Ve çoğumuz orada, bu iki adamın yaşadığı pişmanlığın daha fazlasını yaşayacağız.. Birbirimize karşı gösterdiğimiz tahammülsüzlüklerden, kabalıklardan utanacağız. Birbirimiz hakkında beslediğimiz su-i zanlardan, art niyetlerden kızaracağız. Yaptığımız haksızlıklar, kötülükler ve çirkinliklerden dolayı boyun bükeceğiz. Özür dileyeceğiz birbirimizden, af dileyeceğiz… “Meğer bütün insanlık ailesi olarak aynı Allah’ın kullarıymışız, meğer hepimiz bu dünyada O’nun misafiriymişiz” diyeceğiz…