1. Fotoğrafı etkileyen en temel öğe ışıktır. Işık enerjisi olmadan herhangi bir görüntünün fotoğrafik görüntüye dönüşmesi mümkün değildir. Tabii bunu söylerken en koyu zifiri karanlık bir gecede bile yıldızların ışıltılarının fotoğraf çekmeye yetecek kadar ışık yaydığını söylememiz gerek. Işık fotoğrafçının temel malzemesidir. Onu tanımak, onu bilmek fotoğrafın olmazsa olmazıdır.
Aslında az ya da çok fotoğrafla ilgilenenler bilirler ki, aslında fotoğraf sanatı en başta ışık kullanma sanatıdır. Aynı mekanda on kişi fotoğraf çekse hemen hemen tamamı birbirinden farklı olur. Çünkü kompozisyon oluşturma, ışık ve kontrast tercihleri, çekim açısı fotoğrafta ciddi farklılıklar oluşmasına neden olur. Bu bakımdan aslında fotoğrafçılar bir yerde ışık sihirbazlarıdır. Yani ışığı evirip çevirip gözümüzün algılamakta zorlandığı tonlarda fotoğraf çekebilmektir.
Nida Arslan’ın bize gönderdiği gün batımı fotoğrafı ışığı iyi kullanmaya bir örnek olarak verebiliriz. Gayet yumuşak bir güneş ışığı, dalgasız bir su ve sakin bir şekilde binicisini bekleyen sandal ortak bir uyum oluşturmuş. Fotoğraf gerek çekim teknikleri bakımından gerekse atmosferi bakımından güzel bir fotoğraf olmuş. Ancak bir iki noktayı hatırlatmakta fayda var. Özellikle bunun gibi kontrastın fazla olduğu fotoğraflarda mümkün mertebe kareye büyük oranda siyahlık katan ayrıntıları almamak gerekir. Oldukça sade çekmeye çalışmak en iyisidir. Sandalın sağında ve solunda yer alan ağaç bu bakımdan fazlalık olmuş. Sandalın daha sade olması sakinlik ve dinginlik duygusunu daha da pekiştirir.
2. Işık kullanımıyla başladık devam edelim. Sadık Ocak’ın bulutlar arkasından gelen ışık hüzmeleri de ışığının doğru kullanıldığında ne kadar etkili olduğunu göstermesi bakımdan güzel bir örnek olmuş. Tabii bunun gibi atmosferleri her zaman bulmamız mümkün olmaz. Ama iyi bir fotoğrafçı gözüne sahip olmak için bu gibi fırsatları kaçırmamak gerekir. Fotoğraf genel hatlarıyla iyi. Biraz az ışık kullanılması kısmen bazı noktalarda koyuluklar oluşturmuş. Ama bu sayede ışığın hareketleri çok daha belirgin hale getirilmiş. Ancak sağ önde ve sol altta yer alan küçük ot dallarının orada olmaması gerekiyor. Çünkü fotoğrafın geneline kattığı ekstra bir duygu yok. Belki tek başına bir ağaç bu kareye yakışırdı. Ama bu dalların olmaması daha iyi bir tercih olurdu.
3. Genelde içinde canlı olan fotoğraflar çoğunlukla daha çok ilgi uyandırır. Hele karede çocuk varsa, ister istemez bir daha dönüp bakarız. Saide Ekinci’nin çocuk fotoğrafı da hemen ilgi uyandıracak farklı ilgi noktaları barındıran bir fotoğraf olmuş. Çocuğun yukarından çekilmesi hemen farkını hissettirmiş. Arkada yer alan yazılarda ilgi uyandırıyor. Kırmızı ağırlıklı farklı renk desenleri de sert geçişlerle ilginin farklı noktalarda toplanmasına yardımcı oluyor. Bunlar fotoğrafın artıları. Tabii bir de eksileri var. En başta kadraj seçiminde bir sıkıntı var. Bu kare yatay değil de dikey çekilseymiş çok daha iyi olacakmış. Bu sayede hem sol hem de sağ tarafta yer alan fazlalıklardan kurtulmuş olurduk. En önemlisi de çocuğun ayağı ve yazının görünmeyen kısımları da kesilmemiş olurdu. Bu sayede kendi içinde bir bütünlüğü yakalamış olurduk.
4. Sami Damaksız’ın çiçek üzerine konmuş arı fotoğrafını bize gönderdiği bir dizi fotoğraf içinden seçtim. Bu kareyi seçmemin nedeni arının ve çiçeklerin en net hatlarıyla ve uyum içinde görünmesiydi. Fotoğraf genel hatlarıyla üzerinde çalışılmış ve ciddi bir arayışın sonucu olmasından dolayı övgüyü hak ediyor. Genel hatlarıyla da geçer not almayı başarıyor. Ancak bize gönderdiği en güzel fotoğrafı bu değil. Çünkü bazı noktalarda kadraj seçiminde sıkıntılar var. Mesela bu kareye araba girmemeliydi. Aslında diğer fotoğrafların bazısında araba tam görünmüyordu. Ama onlarda da ya çiçekler net değildi, ya da arının hatları belli olmuyordu. Bu kareyi ya çiçek ve arı odaklı ya da en fazla evin de bir kısmı girecek şekilde kadraja yerleştirmek güzel bir uygulama olurdu.
5. Ömer Faruk Yardımcı’nın deniz kenarında çektiği gezi yelkenlisi fotoğrafı iki mavinin ortasında güzel bir girişim olmuş. Eminim çok daha farklı açılardan, farklı kadraj seçimleriyle bir dizi fotoğraf çekmiştir. Çünkü bu karede genel olarak bir orantısızlık var. Gemi, deniz, binalar yanında çok küçük olan ışık, kareye büyük olarak girmiş. Bu sebeple fotoğrafta sol önde yer alan ışık, halat ve siyah leke genel atmosferde çok ciddi rol çalmış. Fotoğrafa baktıkça hemen ilk anda gözüme onlar görünüyor. Oysa ilk bakışta ana konuyu görmek çok daha güzel olurdu.
6. Şerife Yağız’ın çiçek fotoğrafı bahar ayını fotoğraf çekme bakımından çok verimli geçirdiğini gösteren bir çalışma olmuş. Fotoğrafa bakar bakmaz ciddi bir emek harcandığı hissine kapıldım. Çünkü tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki, ölçmüş biçmiş, sağına soluna bakmış karar verince de fotoğrafı çekmiş. Yani terzi titizliği göstermiş. Sizler de bilirsiniz, terziler kumaşı birkaç kere ölçüp öyle biçmeye başlarlar. Işık, renk, alan derinliği kullanımı, ilgi yoğunlaşmasını toplama başarısı fotoğrafta hemen göze çarpıyor. Bize gönderdiği ilk fotoğraf olmasına rağmen oldukça başarılı bulduğumu belirtmek gerekiyor. Yenilerini bekliyoruz.
7. Yazılarımı düzenli takip edenler hatırlayacaklardır, en çok üzerinde durduğum konulardan birisi fotoğrafta sadeliğe dikkat çekmemdir. Hatta bir yazı başlığı olarak ‘sadelik çok şey anlatır’ diye bir konuyu da daha önce ele almıştık. Ahmet Furkan Sevinç o yazılarımı okudu mu bilmem. Ama bu fotoğrafı görünce kendi adıma çok sevindim. Çünkü çok sade ama çok güçlü bir fotoğrafı görmek beni heyecanlandırdı. Çok temiz, durgun su yanında vurgulanmış bir hareket, güzel bir yansıma daha ne olsun. Ellerine sağlık sevgili Ahmet!. Yalnız bundan sonra senin işin zor. Çünkü senin için çıtayı oldukça yükseğe koyuyorum. Bundan sonra çok daha güzellerine göndermen gerek. Haydi kolay gelsin.