
Haşim Akın / Genç Haber Merkezi
Sevgili peygamber Efendimiz “Recep Allah’ın, Şaban benim, Ramazan da ümmetimin ayıdır.” buyurmaktadır. Böylesine özel bir ayı hediye eden rabbime şükürle başlarım. Zira benim için af ve mağfiret kapılarının sonuna kadar açıldığı böylesi güzel bir ay sadece arınmam içindir.
“Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu günahlardan azat” olan bu dönemde bana özel birçok şey hediye edilmiştir. Mesela yemek yiyerek cenneti hak etmek bana özel olsa gerek. Sahur yemeğinde Allah bir bereketi gizlemiş. Gece kalkıp, az da olsa yemek yiyerek hem sünnete ittiba, hem de ehli kitaba muhalefet mümkün. Acele edilmesinde ayrı bir hikmet ve tavsiyenin gizlendiği iftar için de durum aynıdır.
İki büyük sevinç
İftar deyince hemen hatırlamalı ki, benim o saatlerde ağzımda oluşan açlık kaynaklı koku Allah katında en değerli koku oluveriyor. Sonra bana verilecek iki büyük sevinçten birisi iftar anında, diğeri ise rabbime kavuşacağım an olacak. Bu saatlerde yapacağım dualar özel kabul görüyor. Ama bu saatlerde sadece kendimi düşünmüyorum. Bir yudum su ile bile olsa, bir Müslüman’a yaptıracağım iftar bana “bütün ramazan meleklerin istiğfarını“ kazandıracak.
Sadece iftar değil FİTRE adı verilen ibadetimle fakirleri hatırlıyor, kendi yediğim cinsinden bir fakiri doyurarak sağlık ve sıhhatimin vergisini ödemiş oluyorum. Dayanışmanın ve kardeşliğin örneğini göstermek için…
Bu ay da benim için cennet ve cehenneme yapılacak özel donanımları unutmamam gerekiyor. Zira cennet kapıları sonuna kadar açılırken, cehennem kapıları sonuna kapanıyor. Bir gün orucun karşılığında cehennemden yüz yıllık mesafe uzaklaştırıyor. Zira her yıl özel olarak süslenen ve “YA rabbi bana gireceklerin işini kolaylaştır” diye rabbine yalvaran bir cennetin varlığını biliyorum. Bir de sadece oruççular için ayrılan ve onlardan sonra kapılarının kapatılacağı bildirilen REYYAN yine bizi bekliyor. Şeytanların özel olarak zincire vurulup bağlanması ise bunun ziyadesi olmalı.
Şeytan zincire vuruldu!
Tabi siz de benim gibi “şeytanlar bağlanıyorsa ramazanda bunca günah nasıl işleniyor ?” diye merak edeceksiniz. Galiba bu şeytanın zincire vurulması biraz da adamına göre. Ramazanı, ramazan gibi yaşayıp idrake hazır olan birisi için işler yolunda. Ama NEFS-İ EMMARE gibi özel bir düşmanı unutmamak lazım.
Başka zaman ve şekillerde ifa edeceğim ibadetler için verilecek mükafatın 10,70,100,700 gibi çarpanları varken orucum için “O benimdir ve mükafatını ben takdir edeceğim.” İfadesi doğrusu, içimi serinletiyor. (Hele yazın bu sıcağında…) Bana bir kalkan olarak verilen ve bu şekilde tanıtılan oruçtan beni sadece ahrette ateşten korumasını değil, burada da ateşe götürecek günahlardan korumasını bekliyorum. Zira günaha düşme endişesini dile getiren gence, sevgili peygamberim; oruç tutmasını önermiştir.
Teravih arınmak içindir
Bana bu ay için özel kılınanları saymaya devam edeyim. Her nevi günahtan daha iyi arınayım diye gece hayatım bunun içinde “teravih” namazı bana özel hediye edildi. (Bu gün biraz unutulmuş görülse de) İTİKÂF ibadetini unutmamalıyım. Zira O’nun dışındaki her şeyden kendini tecrit ederek sadece ona has olmanın “Hıra’da bekler gibi, mescidi nebevide Cebrail’i karşılar gibi…” Allah’a adanmışlığın simgesi İTİKÂF bana has kılınmıştır.
Karanlıklar içinde kalmış bir insanlığa, yolunu tarif edecek bir rehber olarak gönderilen Kur’an- ı Kerim bu ayda nazil olmaya başladı. Ve Ramazan içindeki KADİR gecesi, bu nedenle de bin aydan hayırlı hale geldi. Bana rahman ve rahim olan bir rabden inzal buyrulan Kur’an tek hidayet rehberi olarak geldi. Benim bunca günahıma ve savrulmuşluğuma bir kefaret olması için kadir gecesini aramama, bulmama ve değerlendirmem isteniyor.
Tek Mevla’m (Dostum, sığınağım) olan rabbimden gelen vahiyleri ilk kez duyuyormuş gibi okuyup/ dinleyeceğim MUKABELE ibadeti bana yıllar öncesinde Medine-i münevvere de yaşanan vahiy iklimini hatırlatacak.
Bu ay torpilliyiz!
Bu ay torpilliyim. Zira namazda unutarak konuşsam namazım bozuluyor. Hacda unutarak elbise giysem ihramın üzerine, ceza var. Ama unutarak yiyip içen için, “Dokunmayın onu Allah yedirip içirmiştir.” Buyruluyor. Sana sonsuz şükürler rabbim!. Beni hep sen yedirdin ve içirdin zaten.
Bu yorucu bir ayın sonunda rabbim bana özel bir bayram hediye etti. Ve bu günde kesinlikle oruç tutmamı yasakladı. “Bugün ne yapayım?” diye kararsız kalmama fırsat vermeden, “neşelenmemi ve yiyip içmemi” tavsiye buyurdu. Sıla-i Rahmi emretti.
Ama sonunda tehdit de var ha! Ramazan ayına erişip de sonunda günahlarından arınmayan kimseler için, “Burnu yere sürtülsün” uyarısı da benim için.
Bu ramazan daha özel olmalı. Dünyanın dört bir yanında acı içinde kıvranan kardeşlerimin acısına derman olacak dualarla, kararan kalpleri ışıldatacak kulluk nuruyla, aileme ve yaşadığım topluma saadeti getirecek ibadet neşesiyle bu ramazan farklı olmalı…