Güya G.O.R.A’daki insan, gezegen halkını kurtarmak için dört elementin gücünü kullanıp kahraman oluyordu... Ateş, su, toprak ve tahta! Ne gariptir, aynı insan, ne güneşin ateşinden; ne bulutlardan inen sudan; ne toprağın yeşerttiği bitkilerden; ne de havanın oksijeninden bağımsız yaşayamıyordu. Ancak insan, kainattaki mükemmel canlı, küçük bir bakteri ise ilkel! kabul ediliyordu... Yine de bu sınıfl andırmayı yapanlar, insanların yaşayamadığı, dayanamadığı ortamlara sadece tasarladıkları cihazlarla ulaşabiliyorlardı. Ama tekrar o ilkel! canlılarla karşılaştıklarında G.O.R.A.’da değil; aslında dünyada yaşadıklarını yavaş yavaş anlıyorlardı...
Canlılık, yıllarca üzerinde konuşulmuş ama halen cümlenin sonuna bir nokta konulamamıştır. Belli başlı birkaç atom (karbon, oksijen, fosfor, nitrojen, hidrojen, sülfür), hayat için olmazsa olmaz diye kabul görmüştür. Fakat NASA, Mono gölünde ölümcül olan Arsenik’i DNA’sında kullanan ilkel! bir bakteri keşfettiğinde ‘’Canlılar Ansiklopedisini’’ tozlu rafl arından indirmek zorunda kalmışlardır (National Geographic, 2010, NASA Life Discovery: New Bacteria Makes DNA With Arsenic). Böylece ‘’basit yaşam’’ denilen küçük canlılar, aslında yaşama ortamları içerisinde mükemmel bir sanatla tasarlanmış olarak görülmeye başlanmıştır.
Birinci Element: Ateş!
Ateşin korkusu, ta küçükken beynimize annemizin deyimiyle ‘’cız’’ olarak yerleştirilir. Ancak ateşin hayatımızda olmadığı zaman yaşantımızın olamayacağı da tefekkür edilmesi gereken bir başka durumdur. Diğer taraftan suyun kaynama sıcaklığından üç-dört kat fazla bir ortamda hem insan vücudunun dayanamayacağı basınç altında yaşayan canlılar keşfedildiğinde, her canlı için sıcaklık görecelik kazanmaktadır. Nature Communications’da yayımlanan çalışmada denizden beş km derinliğe ilk defa özel araçlar indirilebildi (Zaman Video, 2012, Dünyanın en derin sıcak su kaynaklarında yaşam keşfedildi.) Hidrotermal bacalarda 500 derece sıcaklıkta ilkel! bakterilerden karides türlerine kadar birçok canlı keşfedildi. (The Guardian, 2012, World’s deepest sea vents reveal unknown creatures) Hem bu muazzam sıcaklığa hem de olağanüstü basınca dayanabilen canlılar, kendilerine verilen yaratılış özellikleriyle basit! yaşamlarını kolayca sürdürebildikleri görüldü. Bu durum güneşin ulaşamadığı bir dünyada, her şeyi gören ‘’Bir Güneşin’’ (Şems-i Sermed) nurlarının canlılar üzerinde nasıl küçük güneşçikler gibi yansıdığını gösteriyordu. Kimsenin seslerini dahi duyamadığı ortamda ilkel! canlıların kendilerine has ihtiyaçlarının seslerini duyuyor, karanlıklarına Güneş oluyordu...
İkinci Element: Su!
Bu noktada yüksek sıcaklıklara ve basınca dayanabilen basit! canlılar varsa aynı şekilde suyun donma noktasından kat kat daha düşük sıcaklıklarda da yaşayabilen canlılar olabilirdi. Bu içgüdüsel ‘’Allah her türlü yaratılışı bilir’’ prensibine imandan başka bir şey olabilir miydi? Buradan yola çıkan araştırmacılar, eğer buzulun 4-5 km derinliğinde bulunan Vostok gölünde (-89 derece) yaşayan canlılar keşfedilebilirse Jupiter’in uydusu Europa’daki buzulların altında da canlılar olabilir diye düşünmektedirler. (BBC Focus, 2011, Lake Vostok drilling in Antarctic ‘running out of time’) Bu gibi çalışmalarda bulunan mikroorganizmalar da yok değildir.
Üçüncü Element: Toprak!
İnsanları ilkel! canlılardan ayıran en önemli özellik ‘’zeka’’dır. Ancak son araştırmalarda yunus ve karga gibi türlerin zekalarının da şaşırtıcı derecede olduğu görülmüştür. Fakat hâlâ mikroorganizmaların zekasının olmadığı düşünülüyordu. Ta ki Japonya’da yapılan çalışmaya kadar. Mantara benzeyen çok hücreli canlı, beyninin olmamasına rağmen bilgiyi çözümleyebiliyor ve besine ulaşmak için en kısa yolu seçebildiği görülüyordu (NTVMSNBC, 2012, Biyo-bilgisayarın kaynağı olabilir).
Dördüncü Element: Tahta... veya Hava olabilir :)
Haberde yine ‘’ilkel canlı!’’ olarak tanımlanan zeki canlının keşfi nden sonra insanın havasız yaşayamadığı yüksekliğe, başka bir ‘’basit canlının’’ nasıl yaşadığını keşfetmeye gidiyoruz. Yeryüzünden 20 km yukarıda çoğu canlının oksijensiz ve yüksek radyasyondan dolayı yaşayamayacağı ortamda yaşayabilen bakterilerin (Bacillus Isronensis) bulunması gözleri Mars’ın atmosferinde olası mükemmel canlılara çevirmektedir. (DailyTech, 2009, Indian Space Researchers Claim Extraterrestrial Life Discovery)
Bu keşifler, Allah’ın Adl isminin yani tüm canlılara yaşayışlarına göre adaletli davranmasının; hem Rezzak isminin yani tüm canlılara has besinlerini Rahman ismiyle vermesinin ve Hakim isminin yani kainatı hüküm ve hikmetle yarattığını gösteren küçük güneşçiklerden sadece bir kaçıdır...