İnsan çözülemeyecek bir düğüm gibi. Ne kendimizi anlayabiliyoruz, ne de başkalarını. Misal nefsim ve yazı yazmak bahsi. Bir süredir öykü ve deneme yazma gayreti içerisindeyim. İşlerin yoğunluğundan, akşam eve gelincede günün yorgunluğu ve ailevi sorumluluklardan ötürü hafta içi yazı yazamıyordum. Pazar sabahları aile fertlerinin uykuda olduğu sabahın erken saatlerinde bilgisayarımın başına geçer, her hafta minimum bir yazı yazmaya gayret gösterirdim. Haz ve hız çağındaki yoğunluktan şikayet eder “Ah şöyle birkaç gün, son sürat giden hızlı hayat treninden inip bir mola verebilsem” derdim.
Virüs sebebiyle bir süredir evdeyim. Elzem ihtiyaçlar için markete gitmek dışında evden çıkmıyorum. Tabiri caiz ise; hızlı hayat treninden inmiş bulunmaktayım. Tam istediğim ve hayalini kurduğum gibi. Fakat defalarca bilgisayarımın başına geçip niyet etmeme rağmen elle tutulur bir yazı kaleme alabilmiş değilim.
Bu vesileyle şikayetlerimi, şükürsüz davrandığım konuları gözden geçirdim. Haz ve hız çağı diyerek mesafe koymaya çalıştığımız yaşadığımız zamana, çalışan demir pas tutmaz çağı diyebilseydik örneğin daha mı faydalı işler ortaya koyabilirdik? Bir virüs bizleri evlerimize kapattı. Kardeşlerimizden ayrı, kendimizle baş başa kalınca yüzleşebildik mi nefsimizle?
Belki de bu günlerde en güzel hikayelerini yazacak, en içten şiirleri kaleme alacak kardeşlerimiz vardır. Genel bir kanı ortaya koyamam fakat ben, hayatın yoğun koşturmacası içerisinde, tırnaklarımla kazıyarak oluşturduğum minik zamanlarda, bereket kavramının daha fazla yanımda olduğunu düşünüyorum.
Yine şeytanın tuzağına düşüp, bulunduğumuz halinde şükürsüzlüğüne bürünmeyelim. Hiç olmadığı kadar kitap okuyabilir, duaya daha sıkı sarılabilir, ailemizle bol ve bereketli zamanlar geçirebiliriz. Ama ne yalan söyleyeyim ben tekrar camilerin açıldığı, ilk vakit namazında omuzların birleştiği, gözlerin yaşardığı, safların hem madden hemde manen daha sık tutulduğu günün hayalini kuruyorum. Hızlı hayat trenine tekrar binmenin hayalini kurar olduk iyi mi. İnsan çözülemeyecek bir düğüm dedim ya, gel de çöz şimdi.