İsar eden, vermeyi seven, fedakâr bir milletiz. Bu milletin en güzel ve geleceğe kalıcı özelliği belki de bu olacak. Her ne kadar bunu devam ettirmek boynumuzun borcuysa da maalesef bazı parazitlerden muztarip olabiliyoruz. Mesela: Mülteci karşıtlığı. Malumunuz son zamanlarda mülteciler, muhacirler ve ülkemizdeki birçok farklı milletten insanlarla ilgili acılı olaylara şahitlik ediyoruz. Önce 9 yaşında Suriyeli bir kardeşimiz intihar etti. Ardından da Mersin’de insanlıktan çıkmış bir adam, Ürdünlü bir yavruya ve annesine asla kabul edilemeyecek muamelelerde bulundu. Ve yine İstanbul’da Suriyeli bir kardeşimize taciz olayı içimizi parçaladı... Bunca olumsuz ve kötü haberin Türkiye’de, mazlumlara kapılarını açan güzel ülkemizde olması bizleri çok üzdü. Bu anlamda biz de, Kasım sayımızda ülkemizdeki mültecilerle ilgili hususi bir dosyaya çalıştık. Çünkü gün geçtikçe faşist söylemler artıyor, gariplerin yurdu olan memleketimizin itibarını zedeleyecek korkunç paylaşımlar çoğalıyor. Konuyu sosyolojik, psikolojik, ekonomik vs. gerçekliklerin ışığında ele almak, ehil isimlerle görüşmeler yapmak, ve nihai anlamda da net olarak duruşumuzu ve tavrımızı ortaya koymak zorunda hissediyoruz kendimizi. Özellikle iyi haberleri çoğaltmayı, gençlerin konuyla ilgili birbirinden güzel gayretlerini nazara vermeye gayret ettik. Mazlumlarla, muhacirlere, mültecilere vs. uzanan eller ve diller, bizden değildir, bilinsin istedik...
Türkiye’deki Suriyeliler Hakkında Bilmediklerimiz
Türkiye’deki kayıtlı Suriyeli sayısı 10 Ekim 2019 tarihi itibarıyla bir önceki aya göre 8 bin 529 kişi artarak toplam 3 milyon 674 bin 588 kişi oldu. Bu kişilerin 1 milyon 991 bin 638’i erkeklerden, 1 milyon 682 bin 950’si ise kadınlardan oluşuyor.
Türk Vatandaşlığı Verilen Suriyeli Sayısı
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Türk vatandaşlığı verilen Suriyeli sayısı 92 bin 280 kişi olarak açıklandı. Bu kişilerin 47 bini yetişkin, 45 bin 280’i ise çocuk. (1 Ağustos 2019 tarihi itibarıyla)
Türkiye’de Doğan Suriyeli Sayısı
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 19 Eylül 2019 tarihinde yaptığı açıklamada, Türkiye’de doğan Suriyeli bebek sayısının 450 bin civarında olduğu belirtti.
Ülkesine Dönen Suriyeli Sayısı
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 19 Eylül 2019 tarihinde yaptığı açıklamada, ülkesine dönen Suriyeli sayısının 354 bin olduğunu belirtti.
Çalışma İzni Verilen Suriyeli Sayısı
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından 31 Mart 2019 tarihinde yapılan açıklamaya göre Türkiye’de çalışma izni verilen Suriyeli sayısının 31 bin 185 kişi olduğu belirtildi.
En Az Bir Ortağı Suriyeli Olan Şirket Sayısı
Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre 26 Şubat 2019 tarihi itibarıyla en az bir ortağı Suriye uyruklu olan şirket sayısının 15 bin 159 olduğu belirtildi.
YouTube Kanalımla Kardeşlik Köprüsü Olmak İstiyorum
Yusuf Muhammed / YouTuber
Suriye’de İmam Hatip okudum; üniversiteyi de Lübnan’da tamamladım. Muhafazakar bir ailenin çocuğuyum. Türkiye’ye iç savaş sebebiyle 2012 yılında geldim. O zaman yalnızdım, ailem daha sonra 2014 yılında yanıma geldi.
2012’den bu yana Ankara’da bulunan derneklerde çalıştım. O zamanlar Suriyeliler Ankara’da daha azdı, daha sonra Suriyeliler Ankara’ya gelmeye başlayınca karakollarda, hastanelerde, mahkemelerde, tercümanlık yaptım gönüllü olarak. Ardından Deniz Feneri, Kızılay gibi kurumlarda çalıştım. Daha sonra valiliğin, kaymakamların, göç idare kurumunun toplantıları için birçok yere gitmeye başladım.
Suriyelilerin radyosu ya da televizyonu olmadığı için Suriye ile ilgili haberleri sadece sosyal medyadan paylaşabiliyordum. Sonra bir gün kendime dedim ki “Neden video çekip atmayayım?” Ardından ilk videomu attım ve ilk videomu 10 bine yakın kişi izleyince hem mutlu oldum hem de bu işi yapma isteğim arttı.
Suriyelilere Türkiye’yi Anlattım
Suriyelilerin Ankara’da veya Türkiye’de hayatlarını kolaylaştıracak videolar çekip paylaşıyorum. Bunlar kanunlar, kültürel, sağlık ve eğitimle alakalı Türkiye’deki haklarını öğretecek videolar. Ayrıca yeni çıkan haberleri Suriyelilerin çoğu Türkçe bilmediği için Arapça olarak video halinde yayınlıyorum. Önceleri sadece Ankara’daki Suriyelileri hedef alıyordum daha sonra her ilden takipçim olunca ve sadece Suriyeli değil; Filistinli, Mısırlı veya Arapça konuşan başka milletlerden insanların takip ettiğini görünce anladım ki ben bu işi devam ettirmeliyim. Şimdi ise hem Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda sosyal uyum projesi projesinde çalışıyorum hem de bir taraftan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde ilahiyat okuyorum.
Bence Türkiye’de bulunan yabancı ve mülteci kardeşlerimizin çoğu lehte veya aleyhteki haklarını bilmediği için bazı hatalara düşüyor. Bu yüzden onlara kendi anladığı dille kaide ve kuralları öğretmemiz lazım.
Türkiye’den Abilik Bekliyorlar
Biz, Türkiye’yi Müslümanların son kalesi ve ümidi olarak görüyoruz. 90 sene önce benim liderim de Abdülhamid Han’dı. Allah rahmet eylesin... Arap kardeşleriniz Osmanlı torunlarından çok şey bekliyor ve onlara sizin, yani Türkiye’nin abilik yapacağını inanıyorlar. Ben de yapmış olduğum video ve paylaşımlarla Türkler ve Araplar arasında bir kardeşlik köprüsü olmak istiyorum. Türklerin adetlerini, örf ve geleneklerini Araplara aktarmak istiyorum.
Kardeşlerimizden Haberdar Olmakla Mükellefiz
Zeynep Sena Soyyiğit / İyilikhane Derneği Başkan Yardımcısı
İyilikhane olarak yetim ve ihtiyaç sahibi mülteci çocukların temel gıda, kıyafet ve kırtasiye gibi ihtiyaçlarına destek oluyoruz. Ulaştırdığımız maddi yardımların yanı sıra Şubat 2019’dan beri Kardeşlik Bağı isimli eğitim, sosyal destek ve rehberlik projemiz ile geleceğe daha umutla bakabilmeleri için çocukların ellerinden tutuyoruz.
Kardeşlik Bağı’yla Uyum Sorununu Çözmeye Çalışıyoruz
Kardeşlik Bağı Projesi’nde 10-14 yaş arası mülteci çocuklarla genç gönüllülerimiz arasında kardeşlik bağları kuruyor; bu bağın etkisiyle çocukların hayatındaki travma yaşantısının etkisini azaltmayı ve karşılaştıkları zorluklarda onlara rehberlik etmeyi hedefliyoruz. Gönüllülerimizle çocuklara akademik başarılarının yükselebilmesi için haftalık düzenli Türkçe öğretimi yapıyor, okul derslerine yardımcı oluyoruz. Ayrıca çocuklara aylık burs desteği vererek ekonomik sorunlar yüzünden okulu bırakmalarının önüne geçmeye, eğitime devamlılıklarını sağlamaya çalışıyoruz. Proje kapsamında düzenlediğimiz grup gezileri ve etkinlikleriyle çocukların yaşadıkları şehre ve topluma aidiyet duygularını ve uyumlarını artırmayı amaçlıyoruz.
Mülteciler Ne Yapması Gerektiğini Bilmiyor...
İstanbul’da kapısını çaldığımız 400’ü aşkın mülteci ailemiz var. Yurdunu, evini, sevdiklerini, tüm birikimini arkasında bırakıp göç etmek zorunda kalmış yüzlerce kişinin hikayesini dinledik şimdiye kadar. Hikayelerin bugününe geldiğimizde yaşadıkları sorunların başında ekonomik sıkıntılar geliyor. Ardından da dil bilmemek ve maruz kaldıkları dışlanma... Çocuklar dil öğrenmekte daha mahir iken yetişkinler kolayca öğrenemiyor. Dil bilmeyen ebeveyn kimlik işlemlerinden sağlık-eğitim problemlerine kadar pek çok noktada ne yapması gerektiğini bilemiyor ve gerekli süreçleri takip edemiyor. Üstüne bir de sokakta karşılaştıkları ırkçı tutumlar, kimi öğretmenlerin dahi mülteci çocuklara yaptığı ayrımcılık eklendiğinde sosyal hayata uyumları daha da güçleşiyor. Kimi ailelerimiz kapısını evlerine ziyarete giden gönüllülerimizden başka kimsenin çalmadığını söylüyor.
Ne Olursa Olsun; Bireysel Olarak Mesulüz
İyilikhane ve onun gibi pek çok sivil toplum kuruluşu bu sorunların çözümü için çaba harcasa da şüphesiz bireysel olarak da mesuliyetimiz var. Bu bazen elimizdekini paylaşmak gibi maddi bir destekte bulunmak, bazen sadece bir tebessüm etmek... Bazen evini ziyaret edip selam vermek, hal hatır sormak, bazen bir işini halletmesi için yol gösterip yoldaş olmak... Bazense hakkını arayamayan, hor görülen birinin hakkını savunmak… Özetle, her birimiz çevremize daha dikkatle bakmakla, mülteci kardeşlerimizin halinden haberdar olmakla, elimizden geleni samimiyetle fiile dökmekle mükellefiz diye düşünüyorum.
Türkiye; Sen Gördüğüm En Merhametli, En Temiz Ülkesin!
Ahmed Almekdash / Öğrenci
Türkiye’de karşılaştığım ilk zorluk, geldiğimde Türkçe bilmiyor olmamdı. Tabii yine de bir şekilde anlaştık ve şu an Türkçe’m var çok şükür. Bunun yanında ailem yanımda değildi; ailesiz olmak gerçekten çok zor...
Her yerde kötü ve iyi insanlar bulunur, bu bir gerçektir. Burada senin ne aradığın önemli; sen iyi insanları ararsan ve onlarla beraber olmak istersen Allah karşına çıkarıyor. Türkiye’deki arkadaşlarım, hocalarım olmasaydı burada bu kadar rahat edemezdim, herkes bana çok yardımcı oldu. Bu anlamda Türkiye’ye, Türk halkına teşekkür etmeye; duygularımı ifade edebilmeye dilim yetmez... Elhamdülillah diyorum sürekli. İyi ki Türkiye’ye geldim, iyi ki vatan kazandım, iyi ki yeni bir ailem oldu.
Tük insanları yardım etmeyi, paylaşmayı çok seviyor. Tabii bunun yanında olumsuz şeyler, kötü haberler duyuyoruz bazen. Onlar için de diyorum ki, kimseye laf atmadan kendimize bakmalıyız. Bütün insanların iyi olmasını ve bize iyi davranmasını istiyorsak en başta kendimizden başlamalıyız.
Son diyeceğim şey; iyi ki varsın Türkiye; sen hayatımda gördüğüm en merhametli, en temiz kalpli insanlara sahip ülkesin!
Allah, Türkiye’mizin ve Milletimizin Yanında Olsun
Selahaddin Haki / Eğitimci
Suriye’de savaş çıkana dek 20 yıl öğretmenlik, 10 seneye yakın süre de milli eğitimde müfettişlik yaptım. 9 Eylül 2011 yılından itibaren Türkiye’de yaşıyorum.
6 yıl önce Şırnak Cizre Gençlik ve Spor Bakanlığı (GSB) Gençlik Merkezi’ne başvuru yaptım. 2 sene gönüllü olarak, ücretsiz eğitim verdim. Ardından GSB bünyesine alındım ve şu an sosyal uyum projesi adı altında Gençlik Merkezi’nde hem tercümanlık hem Arapça dil eğitimi hem de hat dersleri veriyorum.
Biz çok köklü ve dindar bir aileden geliyoruz. Elhamdülillah dinimize çok bağlıyız. Savaşta masum insanlar ölüyor, çocuklar ölüyor. Savaş böyle bir şey… Biz kimsenin ölmesini istemiyoruz. Bu nedenle teröre de her türlü karşıyız. Türkiye’den isteğimiz; her türlü teröre karşı mücadele etmesidir. Terörün bitmesi için bence tüm dünya ülkeleri birlik olmalı.
Terörün bitmesi için tek çıkar yolumuz; Müslümanlar olarak birlik olup “ümmet kardeşliği” adıyla aynı çatı altında toplanmak. Allah, Türkiye’mizin ve milletimizin yanında olsun. Bizler terör yüzünden ülkemizden ayrıldık. Allah doğru olan neyse bize onu nasıl etsin inşallah. Artık terörü istemiyoruz! Allah yardımcımız olsun...
Allah Bize İyi İnsanlar Gönderdi
Sedrat Almuntaha / Öğrenci
Türkiye’ye ilk geldiğimizde tabii ki bazı sıkıntılar yaşadık. Burada hiç tanıdığımız yoktu. Özellikle kalacak yer aramaya başladığımızda problemler oldu. “Suriyeliye ev vermiyoruz” diyenler oldu. Veya bazı insanlar normalde ucuz olan kiralara biz Suriyeliyiz diye yüksek rakam söylediler. Aynı şekilde çalışma konusunda da aylık para almamız gerekiyordu ama normalde diğer çalışanlara göre çok daha düşük olmasına rağmen ücret vermiyorlardı.
Günde 16 saat çalışıyorduk; sadece ekmek paramızı çıkarmak amacındaydık. Türkiye’de bazı insanların bizden çekindiğini, korktuğunu gördük. “Suriyelilerin hepsi kötü” şeklinde bir düşünceye sahiptiler. Maalesef kendimizi kabullendirmede sıkıntılar yaşadık.
Gözümüzün Önünde İnsanlar Öldü
Ancak biz herkesten daha çok korkuyorduk. Savaşın içinden çıkarak geldik buraya. Tam 5 sene gözümüzün önünde insanlar öldü... Suriye’den çıkmayı hiç istemiyorduk ama ölmemek için Türkiye’ye sığındık. Suriye’de durumumuz iyiydi, babam medrese hocasıdır ve iyi bir aileden geliyoruz. Evlerimiz, bahçelerimiz vardı. Bazılarına Suriye’den çıkabilmek için el koydular, diğerleri de yıkıldı hep...
Annem ve babam çok hastalar. İyileşmek ve ilaç bulmak için bazı sıkıntılarımız oluyor. Herkes Suriyelilere bedava ilaç, para veriliyor zannediyor ama olay aslında öyle değil; Allah’a şükür Türk devleti bize destek oluyor ama paramız olmazsa en hayati ihtiyaçlarımızı gidermek dahi çok zor oluyor.
Okulu Bırakmak Zorunda Kaldım
Kardeşim henüz daha küçük. Okulda Suriyeli olduğu için döven, küfür edenler oluyor. Bu yüzden psikolojisi çok bozuldu ve okula gitmek istemiyor. Normalde çok çalışkan olmasına rağmen derslerinde gerileme oldu... Ben de aynı şekilde kötü muamelelere maruz kaldığım için okulu bırakmak zorunda kaldım.
Türkiye’ye geldikten sonra 6 ay bekledik, belki Suriye’de durumlar düzelir diye ama hiçbir düzelmedi hatta daha kötü oldu. Tüm paramız ve yiyeceğimiz bitmişti, işimiz de yoktu ve bu yüzden Suriye’ye tekrar dönmek istedik yine... Ama Allah’a şükür Allah bize iyi insanlar gönderdi ve hayatımız bir anda değişti. Allah onlardan razı olsun, onlar bize hem arkadaş hem de aile oldular... Allah onları, Türkiye’yi, sizleri korusun. Her şey için teşekkürler...
Suriye’yi Görseniz Neden Geldiğimizi Anlarsınız
ABDULHADİ HANİFEH / Aktivist
Maalesef en zor şey ayrımcılık. Bazı arkadaşlar Suriyelilere şöyle bakıyor: “Siz Suriyelisiniz, buraya neden geldiniz? Tamam, bakın Suriye’deki durumlar iyileşti, neden dönmüyorsunuz Suriye’ye? Burada mı kalacaksınız?” Bir de medyadan kaynaklı bazı algılar var. İnsanlar “Suriye’deki durumlar iyiymiş ama oraya dönmüyorlar çünkü burada, Türkiye’de daha rahatlar. Devletten para alıyorlar, burada iyi iş yapıyorlar ama Suriye’ye giderlerse orada vergileri, harçları, yemek-ilaç paralarını ödeyecekler. Burada hiçbir şey vermiyorlar o yüzden burada kalmayı tercih ediyorlar.” gibi birtakım düşünceler hakim. Bizim Suriye’deki durumumuzu bilmedikleri için böyle konuşuyorlar, kendilerince haklılar. Halbuki oraya gidip 1 hafta kalsanız, bizim bulunduğumuz durumu anlarsınız.
Bir de şu var. Suriye diye bir şey kalmadı artık. Bir parçası İran’a, bir parçası Rusya’ya, Amerika’ya ait oldu. Bir parçasını da Türkiye aldı; bu iyi tabii... Ancak Suriye’de nereye gideceksiniz ki? Rus bölgesine mi, İran bölgesine mi gideceksiniz? Artık Suriye diye bir yer kalmadı.
En Yakın Arkadaşım Türk
Çok Türk arkadaşım var. En yakın arkadaşım da Türk. Abi kardeş olarak bakıyoruz birbirimize. En ufak bir şeyde birbirimizi arıyoruz, hatta onun nikahını ben kıydım. Aramızda o kadar güzel bir muhabbet, bir güven, bir sevgi var ki herhangi bir sıkıntı yaşadığım zaman yakın arkadaşıma gidiyorum.
Suriyeli olup da kötü davranışlarda bulunan çok insan var. Belki onlardan dolayı, biraz da medyanın etkisiyle bizlere kötü davranılıyor, kötü bakılıyor. Yakın arkadaşlarıma baktığımda onlar bizi anlıyor. Bizlere iyi davranıyorlar, çok iyiler. Bu insanlar bana yetiyor. Hatta şu aralar zorunlu olmadıkça yabancılarla iletişime geçmemeye çalışıyorum. Gerek varsa da saygılı bir şekilde konuşuyorum, zira neyle karşılaşacağımız gerçekten belli değil.
“Suriyeliler” Kelimesi Kadar Kırıcı Bir Kelime Yok
Aye Moustafa / Öğrenci
Türkiye’ye gelmek bizim için bir seçim değildi; hayata, yaşamaya devam edebilmek için bir ihtiyaçtı. Biz Türkmenler, Türkiye’nin dilini ve kültürünü biliyorduk. Kendi aramıza Türkmence konuşur ve bu kültürü yaşarız ama Arap kardeşlerim bunu bilmiyorlardı. Bu yüzden biz kültürel sorun yaşamadık ama onlar bilmedikleri bir ülkede yaşamaya devam etmek durumunda kaldılar. Bazen dili anlamadıkları için yargılandılar bazen ise bilmedikleri bir topluma ayak uyduramadıkları için...
Beş Parmağın Beşi de Bir Değildir
Elbette Suriye’nin de iyisi de kötüsü de var. “Beş parmağın beşi de bir değildir.” sözü buna çok uygun. “Suriyeliler” kelimesi, eminim ne anlama geldiği fark edilmeden söyleniyor ama beni bu kadar inciten başka bir kelime var mıdır, bilemiyorum. Diğer ülkelerde dışlanmalar ekranlara yansıtıldı, okul arkadaşı tarafından hor görülen ve öğretmeni tarafından dışlanan Velid kendini asarak can verdi ve bu bir haber değeri taşımadı. Belki de hiç bilmediğimiz daha birçok durum var.
Ben Genç Dergisi vesilesiyle herkese şunu söylemek isterim: Suriyeliler sadece sahillerde gezen, dilencilik yapan, kötü giyinen ya da nargile için bir kesimden ibaret değil. Suriye’de her şeyini kaybeden birçok insan var. Suriyeliler kötü yorumlanan insanlardan ibaret değiller.
Tabii şu an Türkiye’deyiz ve ben burada birçok güzel anı ve arkadaşlıklar biriktirdim. Mesela Sefire-i Âlem Uluslararası Öğrenci Derneği’nde tebessümleri hiç solmayan, insanı içten bir sıcaklıkla karşılayan insanlar var. Keza üniversitede tanıştığım arkadaşlarımın, değeri asla ölçülemez samimiyetleri var... Ve Türkiye’de Suriyeliler için öyle çalışmalar var ki bunlar gerçekten çok önemli şeyler.
Türkiye’de bazı yanlış anlaşılmalar var: Suriyeliler sınavsız üniversiteye gidiyor, kira ve fatura ödemiyorlar gibi. Suriyeliler hakkındaki olumsuz algıya doğru olmayan bu bilgilerin sebebiyet verdiğini düşünüyorum.
Suriyeliler diye belirtiğimiz toplumu “İyi ya da kötü insan” olarak ayırt edebilseydik keşke. Yani Suriyeliler diyerek kimse ülkesi yüzünden suçlanmasaydı... Bunu düzeltmek isterdim.