Sana tek bir söz söyleme şansım olsaydı şunu derdim: Gönlünün götürdüğü yere git. Başka yer sana yakışmaz. Sen başka yere yakışmazsın. Sen itina göstere göstere ayna kıldığın o gönlün üzerine düşen şavka layıksın. Oradan yansıyan sana doğruyu gösterecek. Orasının gösterdiği yerden ebediyet gözükecek. Orada, kâinatın etrafında seyran ettiği aşk burcu başlıyor. Sana aşktan başka ne yeter ki zaten? Başkası yetmez, başkası kesmez seni. Senin himmetinin yanında akıl az gelir, hesap sığ kalır… Sen gönlün kadar geniş, gönlün kadar yüksek, gönlün kadar uçsuz ve bucaksızsın, çünkü sen gönlünle varsın, gönlünle yaşarsın.
Senin hayat tarzının merkezinde gönül var. Döndün mü gönlün gönle karşı gelsin diye dönmüşsün. Ellerini, ayaklarını, sadrını, diriltmek için gönlüne katmışsın. Sözünü, özünü, gözünü gönlündeki közünle sırlamışsın. Gönlünle konuşur, gönlünle söyleşir, gönlünle bilişir hale gelmişsin. Seni gönlünle bilmiş, tanımış ve hatırlamışlar. O yüzden böyle naif oluşun… O yüzden esen yelden nem kapışın... Ortalığın cürufu, zombiler ve elinde kalbin… Ah sen ne kadar da garipsin… Ne kadar hesapsız ve hasbisin… Ne olacaktı ki başka, tabiidir bu kadar yara içinde olman. Gönül bu, tabiîdir bu kadar hassaslaşman. İçinde fırtınalar kopuyor. Afakın cereyan ve cevelanı sende başlıyor, sende bitiyor. Önce sen giriyorsun girilecek olana. Önce sen çıkıyorsun çıkılacak olandan. Öyledir, çünkü senin Hak katından yardımcın gönlündür. Sen gönlünle yaşar, gönlünle bakar, gönlünle akarsın. Önce gönül çeker dikkatini senin. Önce gönle demir atarsın. Önce gönlünü verir, önce gönül alırsın.
Herkes bir tercih yapmış, sen gönülle olmayı seçmişsin. Bu kadar hesabın, aklın, manevranın, taktiğin, listenin ve planın ortasında senin önceliğin gönlün olmuş. Herkes birilerini, bir şeyleri, bir yerleri ya da bir zamanları önemsemiş, sen gönlü önemsemişsin. Onun zamanı, mekânı, ırkı olmaz demişsin. Onun dilini konuştuğunda tüm diller lal kesilmiş, bunu işitmişsin. Onun gözüyle baktığında bütün gözler şaşı kalmış, bunu görmüşsün. Diğer türlü olsaydı sanki göğe çıkıyormuş gibi daralacaktı için; biliyorum. Biliyorum, diğer türlü olsaydı konfor içinde yaşayacaktın belki ama gözlerin dalıp gidecekti sebepsiz anlarda. Biliyorum, anlayamayacaktın gözyaşının neden bazı zamanlara ayarlı olduğunu. Biliyorum, çözemeyecektin içindeki o incecik sızının neden kaybolmadığını... Sana gönlünü önemse demiyorum; gönlünü öncele diyorum. Gönlünle yaşa… Gönlüne yap yatırımını, gönlüne ek tohumlarını… Gönülle ol, gönüllü ol… Hep gönlünün götürdüğü yerde ol… Gönülsüz olma, gönülsüz kalma.
***
Mavi Marmara şehitlerini rahmetle anıyoruz. Onlar, aşkınlığın ve fedakârlığın sıcacık kucağını uluslararası hesapların ya da diplomasinin soğuk yüzüne tercih ettiler. Hesap adamı olmadılar, hasbi davrandılar, o yüzden de hesabı tez elden ödemeyi seçtiler. Bu yaptıkları ile imtihan çıtamızı ne kadar çok yukarı çektiler öyle! Hepsinin gönlümüzde ayrı yeri var ama özellikle kardeşimiz Furkan`ı hiç unutmayacağız. Hayatının baharında farkını fark ettirerek gidişi ve seçimi hep düşündürecek bizi. Biz artık eskisi gibi değiliz; farklıyız. Farkımız Furkanımız…
***
GENÇ Kız Şölenleri, Batmanlı GENÇ Hanımların açtığı bir çığır oldu. Batman, Şanlıurfa, Adana, Erzurum`dan sonraki sıra geçtiğimiz ay Aksaray`daydı. Aksaraylı GENÇ kızlar, ablaları ile birlikte zengin bir programla dertlendiler; daha doğrusu dertlenerek şölen yapmanın ne olduğunu bir kere daha gösterdiler. Varolsunlar…
Yeni sayımızda buluşmak ümidi ile Allah`a emanet olunuz.