Ömer Faruk Özbil
Akademi dünyası yeni bir soluk kazanıyor. Diploma veren bir kurumdan ziyade fikir üreten; enstitüleri, araştırma merkezleri ile elsine-i selâse geleneğinin modern uygulayıcısı olacak yepyeni bir üniversite… Amacı önüne koyulan fikirlerin acenteliğini yapmak değil yeni bir fikir tasavvuru oluşturmak olan, kemiyete değil keyfiyete önem veren, küresel alimler ve aydınlar yetiştirmek için kurulan bir üniversite; İbn Haldun Üniversitesi. Rektör Prof. Dr. Recep Şentürk ile İbn Haldun Üniversitesi’ni konuştuk.
İbn Haldun Üniversitesi ne diyerek yola çıktı, bizi nasıl bir üniversite bekliyor?
İbn Haldun Üniversitesi Türkiye’nin ve İslam dünyasının akademik bağımsızlığı için yola çıkmış bir projedir. Şu anda bazı istisnalar hariç üniversitelerimizde okutulan bilimsel teorilerin tamamı Batı’dan ithaldir. İşte İbn Haldun Üniversitesi Türkiye’nin akademik, ilmi ve fikri bağımsızlığını kazanmasını hedefleyen bir üniversitedir. İnşallah biz bunu kendi geleneğimizden beslenerek yapacağız. Bir taraftan modern Batı bilimi neyse, şu an diğer iyi üniversitelerde nasıl okutuluyorsa, onlardan daha iyi şekilde öğrencilerimize sunacağız ama buna ilave olarak İslam ilim geleneğini de aktaracağız.
Enstitü ağırlıklı bir üniversite oluşturma gayreti içerisindesiniz. Hoca-talebe ilişkisini güçlendiren ve araştırmaya önayak olan bu sistem ile neyi hedefliyorsunuz, ülkemizdeki 200’e yakın üniversiteden farkınız ne olacak?
Bizim farkımız araştırma üniversitesi olacak olmamızdır. Toplamda azami 5 bin öğrenci almayı hedefliyoruz. Öğrencilerimizin yüzde 75’i yüksek lisans ve doktora öğrencisi, geriye kalan yüzde 25’lik kısım ise lisans öğrencisi olacak. Bir lisansüstü üniversite oluşturma gayemiz var. Yani fikir ve düşünce üretecek bir üniversite oluşturmak. Bir de bizim bölümlerimizin yanında çok çeşitli araştırma, geliştirme ve uygulama merkezlerimiz olacak. Bu merkezlerde Türkiye’nin, İslam dünyasının ve tüm insanlığın ihtiyacı olan konularda interdisipliner araştırma çalışmaları yapılacak, bu konularda fikirler üretilecek. Ayrıca öğrencilerimize mukayeseli yaklaşımı verebilmek için 3 dilde eğitim yapacağız. İngilizce ile modern literatüre, Arapça ile İslam dünyasının literatürüne, Türkçe ile Türk kültürüne ulaşacaklar. Böylece küresel alim yetiştirme hedefini gerçekleştireceğiz. Şimdilerde akademide Batı’dan her şeyi alalım ya da sadece Batının tekniğini alalım şeklinde tartışmalar sürüyor. Ama biz yeni bir boyut kazandırıp ”Batıya ne verelim, insanlığa ne verelim?” sorusunu soruyoruz. Böyle bir eşik atlama amacımız var.
Ülkemiz son yıllarda hızlı bir ivme yakalamış ve değişim dönüşüm sürecine girmiştir. Bu süreç içerisinde üniversitelerin rolü ne olmalıdır?
Türkiye, dünyaya ticaret ürünlerini ihraç ediyor. Ama maalesef fikir ihraç edemiyor. İslam dünyasında Türkiye’nin çok saygın bir yeri var. Ama bu saygınlığın arkasında bir fikriyat yok. Bu yükselişin fikri temelini oluşturup ve tüm dünyaya bunu sunmamız lazım. Bunlar olmaz ise Singapur ya da Kuveyt gibi oluruz. Ekonomik olarak gelişmiş, kişi başına düşen milli geliri yüksek ama hiçbir medeniyet iddiası olmayan bir ülke oluruz. Bu akademik bağımlılığı aşabilecek ve bütün dünyaya bizim medeniyet iddiamızı tanıtabilecek, sunabilecek bir çaba içerisine girmemiz gerekiyor. Üniversite dediğimiz kurumu ilk icat edenler zaten Müslümanlardır. Biz yeniden köklerimize dönerek kendi icat ettiğimiz bu müesseseyi yeniden reforme edip geliştirip kendi modelimizi üretmemiz gerekiyor. İnsanlık ailesinin saygın bir üyesi olmayı istiyorsak bu ancak insanlığa bir şey sunmamızla mümkündür.
Buraya gelmek isteyen öğrencilere neler söylemek istersiniz?
Biz eğitimin içeriğini bir Türk alimi, Türk aydını yetiştirecek şekilde dizayn edeceğiz ama küresel Türk alimi, küresel Türk akademisyeni... Böylece dünyayı anlayabilecek ve bütün dünyaya hitap edebileceğiz. Öğrencilerimizin yüzde 35’i yabancı öğrenci olacak. Uluslararası bir ortamda eğitim görmek istiyorlarsa, onlarla ilişki kurup ilerde işbirliği yapmak istiyorlarsa bizi tercih etmeliler. Bölümlere 15-20 öğrenci alıyoruz. Keyfiyete önem verilen, kemiyete önem verilmeyen bir üniversite; özel eğitim görüyor gibi eğitim görmek istiyorlarsa İbn Haldun’a gelmeleri lazım. Ayrıca bütün öğrencilerimizi burslu alacağız. Burayı bir mükemmeliyet merkezi olarak inşa ediyoruz. Amacımız ticarethane mantığı ile değil bir vakıf mantığı ile hareket edip, başarılı öğrenciler yetiştirmek olacak. Başarılı olan öğrenciyi daha başarılı hale getireceğiz. Üniversitemizin açılış töreni 20 Mayıs’ta dördüncüsü düzenlenecek Uluslararası İbn Haldun Sempozyumu ile birlikte; sayın Cumhurbaşkanımızın ve birçok önde gelen ismin katılımı ile gerçekleşecek.
Bu vesileyle; GENÇ okurlarını üniversitemiz açılış töreni ve 4. İbn Haldun Sempozyumuna davet eder; iyi bir eğitim için üniversitemizi tercih etmelerini tavsiye ederiz.