Türkiye-ABD ilişkileri “Obama döneminden daha kötü olmaz herhalde” diyenler Trump’ın seçilmesi karşısında iki arada bir derede kalanların dillendirdiği ilk tepkiydi. Bölgenin kan gölüne dönmesinin mimarı olarak görülen Obama’nın siyasetinin takipçisi olacağı izlenimi veren Hillary Clinton’ın seçilmemiş olması Türkiye’de kimseyi derin bir üzüntüye gark etmedi. Hele FETÖ’nün desteklediği Clinton’ın kaybetmesi Türkiye’de seçim sonuçlarına olumlu bakmanın bir başka gerekçesi oldu.
Donald Trump’ın, FETÖ liderinin iadesi, Suriye’de Türkiye’nin ısrarla dillendirdiği güvenli bölgenin kurulması gerektiğini vurgulaması ve İran’ın yayılmacı politikasına karşı olmak gibi Ankara’nın istediği yönde mesajlar vermesinden yola çıkılarak, Türkiye ABD ilişkilerinin geleceğinin daha iyi olacağı yönünde olumlu bir hava oluşmuş durumda.
Ancak tüm bu umutlara rağmen, göçmen karşıtı, İslam ve Müslümanlara yönelik hiç de sağlıklı düşüncede olmayan neo-conlardan müteşekkil ekibiyle ne yapacağı öngörülemeyen bir Trump var karşımızda. Mesela FETÖ liderinin Türkiye’ye iade edilmesi gerektiğini savunan Emekli Korgeneral Michael Flynn, Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı oldu. Ama adam aynı zamanda su katılmamış bir İslam düşmanı! Son kitabında bu düşmanlığı çok net bir biçimde ortaya koyan ifadeler var.
Sözün özü, hem Amerika hem de dünya ne yapacağı kestirilemeyen bir lider ve son derece sert ekibiyle öngörülemez bir geleceğe doğru yelken açmış vaziyette. Dileriz dünya Obama döneminden daha da kötü olmaz. Umarız gelen gideni aratmaz…