Bizim adaletimiz ölçüsü ölçeği Kur’an ve Sünnet ve İcma ve Kıyas olan bir adalettir. Onların aramıza soktuğu Fetöist ve bilumum benzeri çaşıtları ile aynı şey değildir. Bizdeki “kardeşlik” masonların “kardeşliğine” hiç mi hiç benzemez.
Kelimelerimizi elimizden alamayacaksınız! Sen de güzel kardeşim, sakın gaza gelme; iki tane it güzelim kelimelerimizi kullandı diye kelimelerimizin kirlendiğini sanma. Çünkü bizim kelimelerimiz ölmezlik şarabından içmiş, Hakk katından sunulmuş kelimelerdir. O güzel kelimeler onların ağzında kirlenmez; ancak onların ağızlarına geçici zahiri bir temizlik verirler. Zahirde onları temiz gibi görmemize yol açabilirler en fazla. Bizim kelimelerimiz kirlenmez! Bunu unutma!
Bizim Kelimelerimiz Dedim Evladım
Bizim kelimelerimiz derken demokrasiyi kast etmiyorum, bak ağzım kirlenmeye başladı ağzıma alır almaz kelimeyi, insan hakları, eşitlik, sosyalizm, çağdaşlaşmak, Avrupaileşmek, liberalizm, modernizm bunları kast etmiyorum.
Hocaefendi, ihlas, hizmet, muhabbet, uhuvvet, tedbir, cemaat, himmet, imam, nur, istişare, şefkat, ağabey, abla gibi kelimelerimizi kastediyorum.
Aramızdan hastalıklı kafa yapısına sahip olan kimi insanlar ismi anılmaya bile değmez bir terör örgütünün yapıp ettiklerinden dolayı cemaatlerin Türkiye için tehlike olduğunu söylemeye başladılar.
Amansız bir şekilde tasavvuf, tarikat düşmanlığı yapanlara gün doğdu. Tasavvufta “gassal elinde meyyit gibi olmak” ölçüsünü dillerine dolamaya başladılar. “Tarikatlar da bunlardan farksız”mış (!) Daha neler!
Arkadaşlar bizim dilimizde bir kelime var; hayvanlarımıza karşı kullanırız. Öyle Avrupa’dan ithal, süslü bir kelime değil; hiç kusura bakmayın, kullanmak zorundayım; çüşş! Buna sapla samanı karıştırma derler. Buna pozitivist mantıkla zehirlene zehirlene ne diyeceğini karıştırmak derler. Toparlamaya çalışmak varken daha da dağıtmak derler.
Ben Radikal Bir Müslümanım
Ben açıkçası radikal İslamcı denilen Müslümanları severim. Kendim de onlardanım. Radikalmişim, pardon diye kendimi törpülemeye, yontmaya çalışmam. Üstelik tasavvufu seven bir radikalim. Radikal derken ben kendime öyle demiyorum, bana öyle diyorlar. Ben de yok ya ben o dediğiniz gibi değilim demiyorum. Yoksa elbette radikal değilim. Dinini ciddi ciddi yaşamaya çalışan biriyim. Ne kadar becerebiliyorum o başka bir konu. Şunu diyeceğim; şimdi ben sufileri de seviyorum radikalleri de seviyorum ya; bana iki taraf da kızıyor. Bu biraz haksızlık gibi. Neden? İki tarafın her birine diğer taraf kızarken bana iki taraf birden kızıyor. Yav tek tek gelin. :)
Sözü çok dağıtıyorum ama demesem eksik kalacak diye korkmak var ya; meseleyi uzatan o. Şimdi kimi radikal arkadaşlar uzun yıllardır tasavvuf hareketlerine tasavvuf pasifist bir hareket, insanları sisteme uyum sağlatıyor, pasifleştiriyor deyip dururken, şimdi “tasavvufçular da bunlar gibi isyan edebilirler, darbe yapabilirler”, “devleti ele geçiricekler” demek nasıl bir kafanın işi.
Hani Dünya İle İşi Yoktu Sufinin?!
Hani tasavvufçunun dünyayı kurtarmakla işi yoktu? Hani o sadece kendini kurtarma derdinde idi? Hani tasavvuf ehlinin ümmet derdi yok idi?
Benzeri bir şekilde tasavvuf ehli olmayan ve tasavvufa eleştirel yaklaşanların da toptan bir çuvala atılıp yargılanmaması, küçümsenmemesi gerekiyor. Hakiki derviş kendisinden başkasını hakir görmemeyi ders olarak yaşar çünkü. “Eller yahşi, ben yaman”, “eller iyi ben hatalıyım, ben kusurluyum” der çünkü.
Hakaret edenlerle muhatap olmamalı zaten. Ağzından çıkanı duymayanlarla, Peygamber Efendimize bile saygısı olmayanları, pozitivist bir imana (!) teslim olanları ciddiye almamak lazım. Onlarla tartışmak bile ömür törpüsü.
Tamam Dışı Bizim Kavramımız Ama
Şu en çok gol yediğimiz hususu da eklemeden edemeyeceğim:
Biz Müslümanların insanlık yaratıldı yaratılalı kullandığı adalet kavramını, içini boşaltıp sonra da insan nefsini tanrılaştıran ateist materyalist bir zihniyet ile doldurup yine biz Müslümanlara servis edilen o çakma, sahte, modern, batılı içeriğe, itikada sahip adalet kavramını gördüğümüzde “Aa, bu bizim kavramımız; adalet İslam’da da var” demeyeceğiz. İstemiyoruz modernist paradigmaların tutsağı olmuş bir adaleti. Bizim adaletimiz ölçüsü ölçeği Kur’an ve Sünnet ve İcma ve Kıyas olan bir adalettir. Onların aramıza soktuğu Fetöist ve bilumum benzeri çaşıtları ile aynı şey değildir. Bizdeki “kardeşlik” masonların “kardeşliğine” hiç mi hiç benzemez.
Al sen bu dediğimi akıl için, ilim için, hak için, devlet için, cihad için, cennet için, huri için, muhabbet için, kısmet için, zekat için, mal için, millet için, ümmet ve daha birçok kavramlarımız için uyarla.