• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • Düşerek Büyüyen Bir Çiçeğiz
  • Eğer Ölürsem Benden Başka Kimseyle Evlenme!
  • Ölümün Hikâyesi
  • Yetim: İnsanlığı Yetiştiren İnsan
  • Gönül Elçileri Konuşuyor!
  • Ringelmann Etkisi: Bireyin Psikolojik ve Fizyolojik Süreci
  • Rahmet Dolu Misafir
  • Her Kesrette Bereket Var Mıdır?
  • Yeni Dünyanın Ebabilleri
  • Bu Da Geçer Ya Hu
  • Tüm Mutluluklar Yürekte
  • Dünya Yine De Yaşamaya Değer Bir Yer
  • Ecdada Vefa(!)
  • Deliriyor Muyuz Yoksa Işıklar Mı Kısıldı?
  • Bireycilik Tufanı
  • Kendine Merhamet Etmeyi Unutan İnsan
  • Şu 10 Kişinin Cennetlik Olduğunu Duydum
  • GENÇ Dergisi Haziran 2022 Dosyası #1
  • ANASAYFA
  • Kur'ân Kültürü
  • İraden Kadar Varsın

İraden Kadar Varsın

31.07.2016 02:52
Kur'ân Kültürü
3717
Adem Ergül

“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğru dürüst söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi ıslah edip düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın.” (Ahzâb Sûresi, 70-71)

Bütün başarıların ve zaferlerin insana düşen hissesinde ilk maya, irade mayasıdır. Yolların açılması, dağların aşılması ve hedeflerin gerçekleşmesinin en önemli sermayesi budur. Gevşek iradeler, çözülmüş azimler, temenniye dönüşmüş niyetlerle bir adım bile ilerlemek imkânsız gibidir. Rabbimiz, yol yürürken, tepelerden gözü korkan ve eli kolu düşen kimseleri başarıdan nasipsiz kimseler olarak bize takdim eder. Buyurur ki:

“Vermedik mi biz ona iki göz?

Ve bir dil ve iki dudak;

Ve ona (kötülüğün ve iyiliğin) iki yolunu da göstermedik mi?

Ama o, sarp yokuşa tırmanmayı denemedi...

Bildin mi o sarp yokuş nedir?

Birini hürriyetine kavuşturmaktır,

Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır.

Ve imana ermişlerden ve birbirine sabrı ve merhameti tavsiye edenlerden olmaktır.

İşte böyleleri dürüstlüğe ve erdemliliğe erişmiş olanlardır.”

(Beled Sûresi, 8-18)

Evet, “Dürüstlüğe ve erdemliliğe erişmiş olmak” kıvamı, bir tepeye tırmanmak gibidir. Bu kaliteye ermek, öyle kolayca erişilebilecek bir hedef değildir. Öncelikle ciddi bir irade ister. Diğer bir ifadeyle bu tepeyi aşmayı gözüne kestirmek ve o uğurda tırmanışa geçmeyi gerektirir. Gözü korkan, iradesi çözülen, zorluklar karşısında nefesi kesilen kimseler, Hakk’ın murâd ettiği kişilik kalitesine asla erişemeyeceklerdir. Bu yolculukta iradeyi oluşturan, pekiştiren ve geliştiren unsurlara da âyetlerde dikkat çekilmiştir.

Öncelikle hakikatleri gören gözlere ihtiyaç vardır. Baş gözü önemlidir. Ancak kalp gözü (firâset ve basiret) çok daha önemlidir. Göz neyi görürse, gönül ona meyleder. Meyletmek ise iradenin çekirdeğini oluşturur. Baş gözü, çoğu zaman idrâk ve akletme gözüne göre görür ve yönlenir. Fânî ve bâkîyi (geçici ve kalıcı olanı) doğru göremeyen kimseler, çoğu zaman kendi nefsânî arzularının peşinde ömür tüketirler. Tepeyi aşmak yerine, kendilerine keçi yolları bulmaya çalışırlar. İşte bu sebeple denilebilir ki, insanın hakikatte aşması gereken en zor tepe, nefsâniyet tepesidir.

Perdelenmiş gözlerin ya da özellikle kalpleri körleşmiş kimselerin gerçekleri farketme özelliği kaybedilmiş olacağından, onların böyle zor tepelere tırmanma iradesi gerçekleşemeyecektir.

Tepeyi aşma iradesinin ve azminin oluşmasında söz ve sükûtun da bir enerjisi vardır. Eskiler “söz vücut bulur” demişlerdir ki, kelimelerin varlığın teşekkülündeki esrarına işâret eder. Nitekim bir diğer sözde de denilmiştir ki: “Belâ ağızdan çıkan söze bağlıdır.” Belâyı çeken sözler olduğu gibi safayı ve rahmeti celbeden sözler de vardır. Söz bu yönüyle inşâ edicidir. Şu âyet-i kerimede bu sırra dikkat çekilir:

“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğru dürüst söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi ıslah edip düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın.” (Ahzâb Sûresi, 70-71)

İnsanın Rabbine söz vermesi, kendine söz vermesi ve başkalarına söz vermesi, iradeyi oluşturmak, yönlendirmek, pekiştirmek ve güçlendirmek adına önemli adımlardır.

Yerinde susmak da sözün içe doğru enerji vermesi demektir. Şuurlu sükûtlar, insanın iç dünyasında farklı tefekkürlerin doğmasına sebep olur ki aşılması gereken tepelerde kullanılacak iradenin çelikleşmesine katkı sağlar.

İradenin oluşmasında ve güçlenmesinde göz ve dil yeterli değildir. İlâhî mesajlara kulak vermek ve Hakk’ın gösterdiği hidâyete tabi olmak, büyük bir zarurettir. Yüce Rabbimiz, hak ve batılı apaçık beyan etmiş olduğundan, gören gözü ve akleden kalbi olan bir kulun Hakk’ın mesajlarına kulak tıkaması düşünülemez. Bu beyanlar, iman eden bir kalbe en güçlü irade aşısıdır.

Gören gözü, firaset ve basireti açılmış bir gönlü, hakkı söyleyen dili ve Hakk’ın hidayetine canı gönülden bağlanan bir özü olan bir insan için aşılamayacak tepe yoktur.

Rabbimizin aşılmasını murad ettiği tepeler nelerdir? Yukarıdaki âyetlerde bu tepeler şöyle sıralanır:

Hürriyetini kaybetmiş birine özgürlük nefesi vermektir. Köleleştirilmiş kimseleri azad edip ayakları üstünde durmasına yardımcı olmaktır. Borçlu karşısında iki büklüm olmuş birine imdâd eylemektir. Allah’tan başka ilahların pençesine düşmüş olanları, Hakk’a kulluğa çağırmaktır. Nefsâniyetinin karanlık dehlizlerinde hapsolmuş zavallıyı, bu karanlıklardan kurtarıp hidayet ışığına kavuşturabilmektir.

Zor zamanda açlıkla kıvranan bir canı yedirip içirmektir. Paylaşmasını bilmektir. Gerektiğinde kendine bile tercih edebilecek bir gönül genişliğine ve ruh enginliğine sahip olabilmektir. Hele kimsesi olmayan yetimlerin hâmisi, velisi ve sığınağı olmaya çalışmaktır.

Her şart altında imanının muhafaza edip birbirine sabrı ve merhameti tavsiye edenlerden olabilmektir. Yani hakikat yolunda yılmadan, yorulmadan, geri adım atmadan durabilmektir. Rahman ve Rahim olan Rabbimizin yeryüzünde merhamet tevzi eden bir kaynağı haline gelebilmektir.

İşte erdemlilik budur. Mübarek ve mükerrem bir kul olmak seviyesi de bunu gerektirir. Diğer bir ifadeyle Hak terazisinde adamlık göstergeleri de bunlardır. Öyleyse adamlık tepesi için iradeyi yeniden yeniden bileylemek zarureti vardır. Gözümüze, gönlümüze, dilimize ve izlediğimiz yola dikkat!

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Adem Ergül

1965 yılında Konya’da doğdu. İlk ve Orta öğrenimini burada tamamladı. 1985-1989 yılları arasında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde lisans eğitimi aldı. Aynı fakültede lisansüstü eğitimine devam ederek 1998 yılında “Kur’an-ı Kerim’de Kalp Kavramı” isimli teziyle de tefsir alanında doktor unvanını aldı. 1989 yılında, merkezi İstanbul’da bulunan Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı’nın eğitim hizmetlerinde vazife al...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • Düşerek Büyüyen Bir Çiçeğiz

  • Eğer Ölürsem Benden Başka Kimseyle Evlenme!

  • Ölümün Hikâyesi

  • Yetim: İnsanlığı Yetiştiren İnsan

  • Gönül Elçileri Konuşuyor!

  • Ringelmann Etkisi: Bireyin Psikolojik ve Fizyolojik Süreci

  • Rahmet Dolu Misafir

  • Her Kesrette Bereket Var Mıdır?

  • Yeni Dünyanın Ebabilleri

  • Bu Da Geçer Ya Hu

  • Tüm Mutluluklar Yürekte

  • Dünya Yine De Yaşamaya Değer Bir Yer

  • Ecdada Vefa(!)

  • Deliriyor Muyuz Yoksa Işıklar Mı Kısıldı?

  • Bireycilik Tufanı

  • Kendine Merhamet Etmeyi Unutan İnsan

  • Şu 10 Kişinin Cennetlik Olduğunu Duydum

  • GENÇ Dergisi Haziran 2022 Dosyası #1

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • 15
  • 16
  • 17
  • 18
  • Tümü

Benzer Yazılar

Kadın-Erkek İlişkilerinde Hakk`a Teslimiyet ve Hudûdullah`a Saygı
Kadın-Erkek İlişkilerinde Hakk`a Teslimiyet ve Hudûdullah`a Saygı
Şüpheli konulardan sakına...
Büyük Nasip: Sebatkârlık
Büyük Nasip: Sebatkârlık
Kimi zaman çok iyi bildiğ...
Heybene Gönül Doldur
Heybene Gönül Doldur
Gönül yapmayı hayatının m...
Kişiliğimize Değer Katmak Ama Hangi Değer?
Kişiliğimize Değer Katmak Ama Hangi Değer?
İnsanı Hak katında değerl...

Genç Dergisi 189. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Düşerek Büyüyen Bir Çiçeğiz

Bir Selam Bin Kelam Doğurur, Bakarsın Kalpleri İslam`la Yoğurur

Eğer Ölürsem Benden Başka Kimseyle Evlenme!

Ölümün Hikâyesi

Yetim: İnsanlığı Yetiştiren İnsan

Gönül Elçileri Konuşuyor!

Ringelmann Etkisi: Bireyin Psikolojik ve Fizyolojik Süreci

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8021315

Bagamoyo Afrika... 4913477

Kasım Sayımız Çıktı! 3348276

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1163183

En Güzel Cuma Hediyeleri! 281508

10 Soruda Sen Kimsin? 261483

Leyla ile Mecnun Fuzuli mi? 161887

07.08.2022

Düşerek Büyüyen Bir Çiçeğiz

01.08.2022

Eğer Ölürsem Benden Başka Kimseyle Evlenme!

01.08.2022

Ölümün Hikâyesi

31.07.2022

Yetim: İnsanlığı Yetiştiren İnsan

29.07.2022

Gönül Elçileri Konuşuyor!

26.07.2022

Ringelmann Etkisi: Bireyin Psikolojik ve Fizyolojik Süreci

24.07.2022

Rahmet Dolu Misafir

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2022 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS