M. Nedim Tan
Upanishadlar (Çev. Korhan Kaya), İş Bankası, 2008
“Zamanın meçhul anından beri, başka milletlerin ne eser verdiğini kendi ana dilinin ay-nasında görmemiş olan millet, kıyamete kadar eser veremeyecektir” der Necip Fazıl (Tanrı Ku-lundan Dinlediklerim, s. 168). Yaklaşık üç bin sene öncesine, yani şimdiki zamana göre hayli “meçhul bir an”a uzanır geçmişi Upanişadlar’ın. İnsanların, o devirdeki hakikat arayışını muha-tabına sunan, günümüzde de Hinduların esas bilip elden ele şerhini okudukları, kudsiyet atfettik-leri bir külliyat. Nitekim Upanişad kelimesinde de bu öz var: “Bir kimsenin dizinin dibine otur-mak ve öğrenmeye başlamak” anlamına geliyor, bir öğrenme sürecine, aşama aşama olgunlaşma yoluna girmeye atıf yapıyor. Külliyatta yer alan bir dua ise şöyle: “Beni gerçek olmayandan ger-çeğe götür. Beni karanlıktan aydınlığa götür. Beni ölümden ölümsüzlüğe götür.” (s. 9) İşte bu gidişte insanın elinden tutup onu yolun doğrusuna iletme amacıyla yazılmış, söylenmiş, aktarıl-mış bir ilkeler bütünü Upanişadlar: Hindularca hakikati müşahede etmenin bir neticesi. Bu yüz-den, hangi dile çevrilmişse, kendine muhatap bulmuş. Mesela Mutahharî, üstadı Tabatabaî’nin Upanişadları okuduğu zaman, bu külliyatın çok derin anlamlar taşıdığını söylerek hayrete kapıl-dığını aktarır (Ahlak Felsefesi, s. 37).
Türkçe’de Upanişadlar hakkında çarpıcı bir anlatıma Cemil Meriç’te rastlanır. Meriç, Bir Dünyanın Eşiğinde’de Upanişadları uzun uzun tasvir eder: Hem türlü söz sanatları vardır onda, hem emsalsiz vecizeler ve hikmetli deyişler. Hem üç bin yılı üzerinde taşıyan bir kapsayıcılık vardır, hem her dönem farklı yankılar bulabilecek metafizik bir birikim. Hem mukaddes bir ki-taptır, hem de en yalın halleriyle beşerî durumlara yer vardır. Gerçekten de Upanişadlar, metafi-zik olgunluğa erişen her mâneviyât sistemiyle ortak pek çok ilkeyi barındırır. Hatta bu yüzden kimi araştırmacılar, tasavvufun kaynağını Hint’te bulmak gibi bir spekülasyona bile imza atmış-lardır...
Hint dünyası bambaşka bir kültür havzası... Üslupça ortadoğu iklimini soluyan bizler için hayli yabancı gelebilecek bir tarzı var. Burada Upanişadları okumak isteyenlere Cemil Meriç’in Bir Dünyanın Eşiğinde’sini de beraberinde tutmalarını önerelim. Ayrıca Mehmet Ali Işım’ın Upanişadlar -Tanrı’nın Soluğu- (Dergâh, 2006) adlı seçkisine de dikkat çekelim. Tanınmayan kavramlar ve kelimeler içinse internet vazgeçilmez bir rehber.