Üstad Sezai Karakoç’u da çeşitli vesilelerle zikreder. Sezai Karakoç’un Yunus Emre kitabını yanlış Yunus Emre algılarına karşı Yunus’un karşısında oturmak isteği ile eline aldığını söyler. Kitaba daldıkça yanlış Yunus algılarından da çıplanarak kitabın okunması gerektiğini fark ettiğini anlatır.
Asrımızın zarif düşünceli gençleri için örnek Müslüman şair yazarlarımızdan Cahit Zarifoğlu kimlerin kitaplarını okudu? Onun fikir ve gönül dünyasında kimler iz bıraktı? Bu sorunun cevabına ulaşmak Zarifoğlu’nun eserlerini dikkatli bir gözle taramakla mümkün.
Zengin Hayaller Peşinde kitabının ilk yazısında Rasim Özdenören ile hikâye yazma üzerine bir sohbetini aktarır. Rilke Malte Laurids Bridge’nin Notları kitabından bahseder. Ü
stad Necip Fazıl Kısakürek’in vefatını anlatır. Emin Garbî isimli bir beyefendiden öğrenir vefatını üstadın. Abdülhakim Arvasi Hazretlerini de zikreder Üstad Necip Fazıl’ı zikredince. Tevfik Bey isminde birinden daha bahseder Zarifoğlu Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in vefatını anlatırken. Cahit Zarifoğlu Üstad Necip Fazıl ile uzun bir röportaj yapma isteğinde olduğunu, hafif hafif hazırlıkları olduğunu da belirtiyor. Necip Fazıl’dan Yaşamak’ta da bahseder. Şiirinde de geçer Necip Fazıl.
Schwaebisch Hall şiiri. “Müthişti” der Üstad için. Büyük Doğu dergisinden bahseder. Alaeddin Özdenören, Akif İnan, Erdem Bayazıt, Rasim Özdenören ile Üstadın daveti üzerine Üstadın yanına gittiklerini anlatır. Bu görüşme önemlidir. Meşhur imzalı mektup olayından sonra gerçekleşir görüşme. Üstad Necip Fazıl “Bizden sonraki nesilden bir siz varsınız”, “Sizler bana daha yakınsınız” der.
Üstadın Doğru Yolun Sapık Kolları kitabından müstakilen bahseder bir yazısında. Hz. Osman, Hz. Ali, İmamı Azam, İmamı Şafi, İmam Ahmed b. Hanbel. İmamı Maturidi ve İmamı Eş’ari, İbni Teymiyye, Şeyh Bedreddin, Hacı Bektaş-ı Veli, Cemaleddin Afgani, Muhammed Abduh’un isimlerini zikreder.
Yine Necip Fazıl Üstadın Büyük Hakan Abdülhamid Han isimli eseri de zikredilir bu yazısında.
Stefan Zweig’tan üretim tiryakisi diye bahseder. Ele aldığı kişileri kendi düzlemlerinde ele almadığını, kendine ait tenha düzlemine götürüp orada onları mıncıklayıp durduğunu söyler.
Damlarına moloz yığınları ile dolu şehirlerde Fuzuliler yetişmiyor der Nalbantlık başlıklı yazısında. İlahilerin, evliya menkıbelerinin çobanlara bile arklar açıp onları kendi içinden geçiren nehirlere dönüştüğünü ifade eder. Çobanlar bile Mecnun’u bilirdi der.
Freud’dan rüyanın bir sanat eserini yorumlarken bir havuz olduğu tezinden hareketle bahseder.
Goethe için yazdığı bir eser sayesinde intihardan kurtuldu deyip Genç Verter’in Istırapları eseri ile birçok aşık gencin intihar ettiğini anlatır.
Üstad Sezai Karakoç’u da çeşitli vesilelerle zikreder. Sezai Karakoç’un Yunus Emre kitabını yanlış Yunus Emre algılarına karşı Yunus’un karşısında oturmak isteği ile eline aldığını söyler. Kitaba daldıkça yanlış Yunus algılarından da çıplanarak kitabın okunması gerektiğini fark ettiğini anlatır.
Yunus anlatılırken Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli ve Hacı Bayram-ı Veli isimleri de zikredilir. Üstad Sezai Karakoç’u Yunus Emre’nin bu çağdaki yoldaşı görür ve yazısını şöyle bitirir: “Umuyorum ki taşıdığı odunlar da, Yunus’unki gibi düzgündür.”
Sezai Karakoç’un Hikâyeler 1 (Meydan Ortaya Çıktığında) ve beşinci şiir kitabı olan Ayinler kitaplarını da ele alır. Diriliş dergisinin yeniden çıkmaya başlaması üzerine Diriliş dergisi üzerine bir yazı yazar.
Ahmed Er Rufai Hazretlerinin Kitabul Hikem isimli kitabını da zikrederek onun bir cümlesini alıntılar.
Abdülkadir Es Sufi Gariplerin Kitabı isimli romanı ile anlatılır. Atasoy Müftüoğlu’nun Es Sufi ile görüşmesini anlatır. Nazif Gürdoğan, Hamid Algar, Rene Guenon, Mahmut Kanık’ın Guenon çevirilerinden bahseder. Müslüman olup Abdülkadir Es Sufi ismini alan İan Dallas ile Malik El Şahbaz ismini alan Malcolm X’i hayatlarındaki değişimi anlatışlarını karşılaştırır. Kitabın çevirmenini de yani İsmet Özel’i başarılı bulduğunu zikreder.
Rasim Özdenören’in Gül Yetiştiren Adam kitabını hem ele alır hem de Rasim Özdenören ile Gül Yetiştiren Adam kitabı üzerine bir söyleşi yapar.
Gül Yetiştiren Adam’ı irdelerken Kur’an-ı Kerim’e bol bol vurguda bulunur. Söyleşide Yeni Devir Gazetesi de özellikle zikredilir. Yeni Devir Gazetesi 70’lerin en entelektüel gazetesidir. Yerimiz bitti ama Zarifoğlu’nun işaret ettiği isimler bu kadar değil elbet. O güzel isimlere gelecek ay devam edelim inşallah.