Şehirlerimizin, kasabalarımızın, köylerimizin isimleri nasıl konulmuştur? Bazen manasını anladığımız; ama çoğu zaman anlam veremediğimiz bu isimler de nereden çıkmıştır? Mesela Tokat’a bu isim, içinde tokat atanlar çok olduğu için mi verilmiştir? Yahut içinde tok atlar bulunduğu için mi? Bu tür yorumlar ne kadar ilmidir? Denizli’de deniz olduğu için mi Denizli’dir? Denizli’de deniz olmadığını hepimiz biliyoruz. Peki ya bu isim nereden gelmiştir?
Coğrafya isimlerinin bir diğer düşündürücü yanı da her memlekette ortak isimlerin olmasıdır. Mesela Amerika’da birkaç tane Paris, Amsterdam, Petersburg ve Konstantinople vardır.
Coğrafya isimlerinin anlamlarını araştıran iki ilim dalı mevcut: onomastik ve toponomastik. Bu araştırma dalları sayesinde ilim adamları araştırma konusu memleketlerde hangi kavimlerin yaşadığını, ne tür faaliyetlerde bulunduklarını, hangi dili kullandıklarını ve o memleketin hangi istilalar altında kaldığını tespit etmeye çalışıyorlar. Yani bir anlamda isimler üzerinden sosyolojiyi okuma çabası içerisindeler. Coğrafya isimlerinden anlamlı olanları genel itibariyle yakın zamanda konulmuş adlar. Anlamsız olanları ise aslında anlamsız değil. Sadece daha eski tarihlerde konulmuş olduğu için bugünkü dil o kelimeyi unutmuş.
Nisbeten yeni ve manası anlaşılan coğrafya isimleri ülkemizde de oldukça yaygındır. Bunlardan bazıları kale, hisar, tepe, dağ, çeşme, pınar, su, kaya, ağaç ve taştır. Bu isimler çoğu zaman bir başka isimle birlikte kullanılır ve onları tamamlar. Bu terkiplerden bazıları şunlardır: Akhisar, Karahisar, Sivrihisar; Dağınıksu, Karasu, Tatlısu, Acısu; Çanakkale, Virankale, Kalecik; Demirtaş, Kesmetaş; Dumlupınar, Taşpınar; Maltepe, Beştepe, Duatepe; Çankaya, Tekkaya.
Bazı köy isimleri de o yörede bilinen meslek erbabına nisbet edilerek verilir. Mesela Taşçılar, Akıncılar, Sabuncular, Cebeciler, Sipahiler, Anbarcılar, Aşıklar, Şairler.
O yörenin bir özelliğinden ve bir şeyin orada çok bulunmasından dolayı verilen yer isimleri de vardır. Mesela Çamlık, Cevizlik, Yemişlik, Ayvalık, Zeytinlik... Köseli, Armutlu, Fındıklı, Söğütlü, Köprülü, Ormanlı, Dereli, Rüzgarlı bunlardan bazılarıdır. Bütün bu manalı yer isimleri o yerlere eskiden bir hususiyetlerini belirtmek için verilmiştir. Çoğunun isimleri hâlâ o hususi özelliklerine mutabık gelmektedir.
Bir de bir köyün alametifarikasını yani orayı temsil eden bir sembolü anlatan isimler vardır. Buna örnek olarak Çiftekavak ve Tekselvi’yi verebiliriz. Bu isimler orada iki tane kavak ya da tek bir tane selvi ağacı olmasındandır. Çoğunlukla da bu alametler köyün ortasında ya da girişinde bulunur.
Manalı olan yer isimleri çok eski zamanlarda konulmuşlarsa, zamanla o ismin konulma sebebi o yerden silinse de o isim değişmez. İsim aynı kalır; ama bağlantı kopar. Manasız dememizin sebebi de bu bağlantı kopukluğudur.
(Kaynak: Ahmet Cevat Emre, Yeni Bir Gramer Metodu Hakkında Layiha)