Emine Şimşek
Dualarla yapar bizim annelerimiz yemekleri. Tahiyyat okurlar en çok yemek yaparken bereket versin diye. Elhamdülillah. Biz İbrahim Sûresi’ nden biliriz ki, şükredersek üstümüzdeki nimetler artırılacak. Yemek duası ederiz en sonunda, Allah’ a bize verdiği nimetler için şükrederiz. Halil İbrahim Bereketi olsun sofranızda duasıyla kalkarız yemekten.
Büyüyünce dondurmacı olacaktı Sûde; ama önce beşlere kadar çarpım tablosunu ezberlemesi lazımdı. ‘’Emine abla dörtlerde şaşırıyorum takip eder misin?’’ Önce Cedric’ i izliyoruz. Çizgi filmi benim kendisinden daha merakla izlediğime şaşırmış olmalı: ‘’Büyükler çizgi film seyretmez ki! ’’ diyor hayretle. Affan Dede’ ye para saydım o kadar, ben izleyebilirim, diyorum koltuğa daha bir kurularak.
- Emine abla Affan Dede kim?
- Hiç şaşırmadan beşlere kadar çarpım tablosunu söylersen anlatırım.’’
- Dört kere bir dört, dört kere iki sekiz, dört kere üç on iki, dört kere dört on altı, dört kere beş yirmi… Dört kere sekiz, dört kere sekiz (başını kaşıyor, zaman kazanmaya çalışıyor bu arada.)
- Şaşırdın Sûde, daha çok çalışmamız lazım demek ki.
Sûde ile anlaşmamızı yapıyoruz. O çok çalışacak, hiç şaşırmadan beşlere kadar çarpım tablosunu ezberden okuyacak, ben de ona Affan Dede’ den satın aldığım çocukluğumu anlatacaktım. Sûde daha çok çalışmak için gittiğinde kendimi halsiz hissediyorum. Televizyon karşısına geçip kanal kanal geziyorum. Sabah proğramlarının bitmiş olması sevindirici. Bir kanaldaki ‘dest-i izdivaç’ programı dikkatimi çekiyor, sıkılıyorum biraz sonra, diğer kanalda başka bir isimle yine eş bulma programı, bir diğer kanalda yine… Ohoo her yerde bunlardan. Demek ki çok izleniyor bu tür programlar. İyi iş (!) yapıyor. Bir televizyon programının ne kadar izlendiğini reytinglerden öğrenmiyoruz artık. Kopyaları türemişse hemen, demek ki bu iş tuttu! Biraz ondan biraz bundan bakıp programın gidişatını öğreniyorum. Bayan ve erkek adaylar (en yaşlısından en gencine ) evlenmek istediği kişide aradıkları özellikleri söylüyor, telefonla o kişiye talip kabul ediliyor. Talip olan kişi ya da kişiler daha sonra canlı yayına geliyor ve eş adayı ile yüz yüze görüştürülüyor. Ne iş yapar, ne yer ne içer soruları… Bu işi Semra Hanım teyzemiz öyle güzel (!) yapıyor ki kimin kime uygun olup olmadığına bile karar veriyor. Mantıklı düşünmek, herkesin derdi bu! Evi barkı olsun, arabası olsun, cebi dolgun olsun… Vay be! Ne günlere kaldık diyerek kanal gezmeye devam ediyorum.
Kanal gezmekten izleyecek bir şey bulamıyorum derken yine bir yarışma dikkatimi çekiyor. ‘Yemekteyiz.’’ Konu yemek, acıktım da. Bakalım bu neymiş derken kaptırmışım kendimi. Kendi evinizde kendi yaptığınız yemekleri sunacaksınız, diğer dört yarışmacı bunları tadacak, çeşitli faktörlerle birlikte oy verecek. Market alışverişi, yemek hazırlanışı, masa düzeni… Belki bir ailenin haftalarca mutfak masrafını karşılayacak miktar bir akşam yemeği için harcanıyor. Ve konuklar geliyor. Yarışmacılar arasında erkeklerin de olması dikkat çekici. Yemek faslına geçiliyor. Masayı kontrol ediyor diğerleri, bir açık bulmalıyım, der gibi. Çatal şöyle konulur bıçak böyle… Hoş geldiniz kadehi kaldırılıyor! Hoş geldiniz kadehi nedir yahu? Biri bana bunu izah etsin. Bu insanlar halktan diye izlerken, bardakları birbirine çarpma merasimine gıcık oluyorum. Biz yemeğe besmeleyle başlarız ablalar, abiler. Yarışmanın formatı diye yemek eleştirilerine bir şey diyemiyorsun da, ‘’ Aaa iğrenç! ‘’ diye söylenmesine tahammül edemiyorsun.
Herkesin bilmeyeceği yemekleri yapıp ne demek istiyor bu yarışmacılar! Yemek isimlerini görünce öylece bakıyorum nasıl bir şey olacak diye. Bir de çok gezip görmüşler ya (!) o yemeğin nasıl yenileceğini anlatıyorlar. Muhatap tabi savunmada, biz de yedik gördük, sizden bilmiyoruz kıvamında cevaplar. Yok şular yok bular… Dualarla yapar bizim annelerimiz yemekleri. Tahiyyat okurlar en çok yemek yaparken bereket versin diye. Elhamdülillah. Biz İbrahim Sûresi’ nden biliriz ki, şükredersek üstümüzdeki nimetler artırılacak. Yemek duası ederiz en sonunda, Allah’ a bize verdiği nimetler için şükrederiz. Halil İbrahim Bereketi olsun sofranızda duasıyla kalkarız yemekten. Bunlar kim? Halktan kişiler. Ama biz… Biz…
Bir kez tadılıp bırakılan yemekler gece sonunda doğru çöpe. Eleştiriler, dedikodular, hakaretler… Hoop kardeşim, aynı sofrada yemek yediniz noluyo? Baş ağrım şiddetleniyor.
Boş da duramıyorsun ki. Biraz internete bakıyorum, kullanıcı adımı, şifremi girip forum forum, site site turluyorum. İnternet de mi yeni nesil reytingi öğrenmiş ne!
Kapı çalıyor bu arada. Sûde içeri girer girmez başlıyor : Dört kere bir dört, dört kere iki sekiz, dört kere üç on iki, dört kere dört on altı…
Sûde’ ye sarılıyorum. ‘Hadi gidiyoruz.’
-Nereye Emine abla?
-Aşağı sokaktaki parka. Hayata login yapacağız. Kullanıcı adı insan. Şifre ömür. Beni sürekli hatırla’ yı da tıkladık mı tamam. Hem Affan Dede de belki ordadır.