• Reklam
  • Künye
  • İletişim
  • ABONE OL!
  • GENÇ'e Yazı Gönder
  • Atölye Çalışmaları
    • Yazı Atölyesi
    • Fotoğraf Atölyesi
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS
Kısa yoldan ABONE olmak

logo

  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
Anasayfa
  • DOSYA
  • YAZARLAR
  • GÜNDEM
  • SÖYLEŞİ
  • KÜLTÜR & SANAT
    • Sinema
    • Kitap
    • Gezi
    • Sözlük
  • BİLİM
    • Mikro Alem
    • Makro Alem
    • GENÇ Bilim
  • TEKNOLOJİ
  • KAFALARDAKİ SORULAR
  • ARŞİV
  • ABONE OL!
  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!
  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!
  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!
  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız
  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!
  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart
  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!
  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!
  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!
  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık
  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!
  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!
  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!
  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var
  • ANASAYFA
  • İzi Kalır
  • Pencere Kenarı

Pencere Kenarı

15.07.2019 15:37
İzi Kalır
3781
Emre Topoğlu

Bugün Pazar… Bir vesile hastane bahçesindeyim ve olan biteni, insanları, durgun telaşlarını, kısacası etrafı izliyorum. İnsanlar görüyorum; hâlâ kapı önlerinde çocuklarını, eşlerini, annelerini umutla bekleyen çocuklar. Küçücük bedenler yorgun… Ve kadınlar görüyorum, tüm acıları bir çırpıda sırtına vurmuş, iki büklüm…

Üzülüyorum…

Nedense çocukluğumun pazar günlerinde hissettiğim duyguları hissediyorum. İsimlendiremiyorum ama biraz hüzünlü, biraz ürkek fakat çokça umutlu…

Muhtemelen büyük bir kısmımız için pazar günleri, özellikle sabahları ayrı bir keyiflidir. İstisna meslek grupları hariç tatil günü olmasından mı, sabah toplu yapılan ve uzun saatler süren kahvaltılardan mı bilemiyorum. Ancak ben hâlâ alışamadım bu pazarlara…

Belki bu sevimsiz ilişki küçüklükten miras bana… Aklımda ve gönlümde kalan; güne kovboy filmleri ile başlanılan, genellikle düdüklü tencerede pişmiş nohut yemeği yenilen, sobanın borularında asılı çamaşırların nemi ile banyo kazanından sızan odun kokusunun burunlarımızı sızlattığı kapalı bir hava… Banyonun haftanın bir günü sıra ile yapıldığı, çamaşırların topluca elde yıkandığı gündür benim için pazar…

Şimdi hastane, pazar falan demişken; şu sisli havaya ben de bir hikâye bırakayım müsaadelerinizle:

Yıllar önce, belki 15 sene… Ayağımdaki rahatsızlık nedeniyle acilen hastaneye kaldırılmışım. Doktor telaşlı bir şekilde “hemen yoğun bakıma alın, hareket etmesin!” diye etrafındakilere talimatlar verirken benim büyüyen göz bebeklerimi ve hızlanan kalp atışlarımı muhtemelen fark etmiyor, bir sürü senaryodan bahsediyor. Aslında yoğun bakımlık olmadığımı ama hastanede boş yer olmadığı için yoğun bakıma alındığımı çok sonra öğreniyorum.

Etrafımda gerçekten çok zor durumda olan hastalar var. Burası 15-20 hastanın yan yana yataklara yatırıldığı bir yer. Kimsenin kimseyi görecek hali de yok aslında. Mesela ilk gece yaşlı bir amca sabaha kadar inledi ve alelacele götürdüler. Sonra bir daha gelmedi. Duydum ki taburcu olmuş. Taburcu olmuş ama fani dünyadan… Rahmet olsun…

Onun gibi bir sürü hasta var odada. Arada bir önlüklü birileri geliyor, biraz kaba ve sertçe konuşuyor, not alıyor ve gidiyor. O kadar çok şey gördüm ki orada geçirdiğim günler içinde, artık gücüm kalmamıştı. Gece ve gündüzü karıştırmış, kimseyi göremeden günler geçirmiştim.

Bir sabah çok erken bir vakitte bir hemşire gelip, “Hadi kalk bugün Pazar, şöyle güzel bir Pazar kahvaltısı yap!” diye seslendiğinde, yoğun ve yorucu iş temposunun bazen insanları anlamsız şakalar yapmaya nasıl da zorladığını müşahede etmiş oldum. Hafifçe doğruldum, sabah 5-6 suları, tekrar başımı yastığa koydum. Bitkinlikten olacak yeniden dalmışım. Belki yarım saat sonra belli belirsiz sesler ve keskin bir koku… Uyandım, etrafa bakındım. Odada bir köşeye sinmiş 3-5 kişi, zannımca hasta bakıcılar, yanlarında birkaç ekmek… O da ne, bir küçük tüp ve üzerinde tavada zevkten hop o yana hop bu yana sıçrayan sucuklar. Bir de üzerine yumurta kırmıyor mu vicdansızlar… Yoğun bakım servisinde sucuklu yumurta keyfi… Anlaşılan bu pazar kahvaltısı işi onları da sarmış. Şaşırdım elbette ancak şimdilerde hem düşüncesizliklerine üzülüyor hem de imkânsızlıklar içinde kendilerine böyle anlamsız bir imkân oluşturmuş olmaları dolayısıyla gülümsüyorum.

Günler günleri kovalıyor, artık daha da dayanılmaz oluyor her şey. Benim çıkmam gerek buradan ama nasıl? Bazen kalkmak istiyorum ama yatmaktan belimi doğrultacak durumda değilim. Sanki hastaneye geldiğimden daha kötü durumdayım.

Yine bir akşam, beyaz floresan lambalar altında gözlerim ve kalbim ağrıyor. Çok yalnız ve çaresiz hissediyorum, yavaşça kapanıyor göz kapaklarım… Gözlerimi tekrar açtığımda yatağımın köşesine oturmuş bir hemşirenin bana baktığını fark ediyorum acıyan gözlerle… “Ne oldu sana?” diye mırıldanıyor…“O kadar mı kötü durumdayım?” diye sormadan edemiyorum… Görüntü netleşiyor, ilkokul arkadaşım olduğunu fark ediyorum Onun. Yıllardır görmediğim bu kişi nedense annem kadar sıcak geliyor bana, zira o an tutunacak başka kimsem yok. “N’olur beni kurtar buradan!” diyorum kısık sesimle ama nafile… Ancak bana imkânlar dâhilinde bir güzellik yapıyor. “Seni cam kenarına alayım mı?” diye soruyor. “Yapar mısın bana bu güzelliği sahiden?” diye nazire yapıyorum. Nerden bileyim ciddiye alacağını… Yanına bizim sucuklu yumurtacılardan birkaçını çağırıp, az ötede cam kenarında kendinden geçmiş halde yatan hastalardan biri ile beni yer değiştiriyor. Hakkına mı girdim diğer hastanın acaba diye şöyle bir bakıyorum ama durumdan rahatsız olacak bir halde olmadığını fark edip rahatlıyorum. Önce ne fark eder diye düşündüğüm bu pencere olayının aslında ne kadar kıymetli olduğunu; yoldan geçen araçları ve aşağıda hasretle bekleyen hasta yakınlarını görünce anlıyorum. O pencere benim hayatla bağım oluyor… Biliyor musunuz, ben o günden beri hep pencere tarafına yakın oturmayı tercih ediyorum…

Nihayet günler geçiyor ve benim ısrarlarıma dayanamıyorlar, rızamla çıkıyorum hastaneden… “Başına bir şey gelirse karışmayız!” diye uyarıyor doktor. “Ben hastanede daha çok hasta oluyorum!” diyebiliyorum tedirgin gözlerle bana bakan anneme… Sonra mı, sonra çok defa gittim farklı vesilelerle hastanelere ama bir daha böyle manzara ile karşılaşmadım. Hatta çok güzel vesileler ile de gittiğim oldu elbette… Eminim şimdi imkânlar çok daha iyi, insanlar çok daha insandır ve böyle olaylar yaşanmıyordur hiçbir yerde… Rabbim eksikliğini de göstermesin ama ben hâlâ sevemiyorum hastaneleri. Çünkü hep korku ve hüzün kokuyor bana hastaneler…

Velhasıl, hayat böyle işte… Acılar, sevinçler, heyecanlar aynı anda ama farklı kalplerde yaşanıyor. Telaş ve bekleyiş hiç bitmiyor. Herkes bir şeyleri, birilerini bekliyor hayatta ama bizi ne bekliyor emin değilim ve çok korkuyorum. Ama aynı zamanda ümitliyim de…

Şu an yine bir pencere kenarına oturdum, dışarıyı seyrediyorum ve dua ediyorum; Rabbim hepimize kabirde de hiç göremediğimiz ama çok özlediğimiz o yerleri, güzellikleri seyre dalabileceğimiz bir pencere nasip etsin…

BU YAZIYI BEĞENİN:

Yazar Hakkında

Emre Topoğlu

Aslen Gaziantepli olup 5 çocuklu bir ailenin en küçük bireyi olarak 1982 yılında Ankara'da doğmuştur. Lise eğitimini Çankaya (Anadolu) Lisesi’nde tamamlayan Topoğlu, lisans ve yüksek lisans eğitimini “ekonomi”, doktorasını ise “uluslararası pazarlama” alanında tamamlamıştır. Uzunca bir süre TBMM'de danışmanlık ve sonrasında Kırıkkale Üniversitesi'nde Ekonomi alanında öğretim görevlisi olarak ...

Fikrinizi / Yorumunuzu Bizimle Paylaşın...

Son Manşetler

  • GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

  • Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

  • GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

  • Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

  • GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

  • Kötülüre Karşı Farkındalık Şart

  • GENÇ Dergi Ekim 2024 Sayısı Çıktı!

  • Bazen Etkili Bir Kulüp, Bir Ömrü Işıldatır!

  • GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

  • Çiçeği Erkeklere Kaptırdık

  • GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

  • Güzel Olacağım Derken Ucube Hâle Gelmemek Lazım!

  • GENÇ Dergi Temmuz 2024 Sayısı Çıktı!

  • Renkli Propagandanın Ardında Çok Büyük Dramlar Var

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • Tümü

Benzer Yazılar

Genç İşi
Genç İşi
Efendimiz (SAV), Medine`y...
Her Çekik Gözlüyü Japon Sanma!
Her Çekik Gözlüyü Japon Sanma!
Bizim mahalleye yakın bir...
Hikayemin Kapısını Anahtarla Açtım
Hikayemin Kapısını Anahtarla Açtım
Bir süredir farklı sebepl...
Nedir Oğlum Bu Top Sevdası?
Nedir Oğlum Bu Top Sevdası?
Düşünüyorum da, hayatın i...

Genç Dergisi 194. Sayı

POPÜLER YAZILAR

  • Son Eklenen
  • Çok Okunan
  • Haber Merkezi

Bizlere Mescid-i Aksa`nın da Özgürlüğünü Göster Rabbim!

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

Mü`min Firasetine Her Zamankinden Daha Çok Muhtacız

Kötülere Karşı Farkındalık Şart

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

Genç Dergi Mayıs Sayısı Çıktı! 8431186

Bagamoyo Afrika... 4919068

Kasım Sayımız Çıktı! 3481588

Hangi Filmi Neden İzleyelim? (Özel Çalışma) 1187005

En Güzel Cuma Hediyeleri! 287387

10 Soruda Sen Kimsin? 275652

Leyla ile Mecnun Fuzuli mi? 166029

31.12.2024

GENÇ Dergi Ocak 2025 Sayısı Çıktı!

01.12.2024

GENÇ Dergi Aralık 2024 Sayısı Çıktı!

01.11.2024

GENÇ Dergi Kasım 2024 Sayısı Çıktı!

02.10.2024

GENÇ Dergi EKİM 2024 Sayısı Çıktı!

01.09.2024

GENÇ Dergi Eylül 2024 Sayısı Çıktı!

31.07.2024

GENÇ Dergi Ağustos 2024 Sayısı Çıktı!

20.06.2024

Dertle Yüzleşince Dertler Yüzleşince

Tüm Videolar

Video GENÇ

En Önemli Yetenek: Sunum!
Takip Edin

GENÇ Twitter Akışı

@gencdergi kullanıcısından Tweetler
TÜM FOTOĞRAFLAR

FOTOĞRAF GALERİSİ

  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
  • Uganda - Afrika 2015
TÜM YAZILAR

GENÇ BİLİM

  • Yazmak Üzerine Bir Swot Analiz
    İnsanlığın tekâmül süreci...
  • Adâb-ı Muâşeret Hastalıkları ve Edebî İyilik Hâli
    Âdâb-ı muâşeret hastalıkl...

GENÇ FACEBOOK AKIŞI

Genç Dergi

İLETİŞİM

Reklam
ABONE OL!
Künye
Yazarlar
İletişim

GENÇ'ten

GENÇ'e Yazı Gönder
Yazı Atölyesi
Fotoğraf Atölyesi
Psikolojik Danışman
Ödüllü Test










GENÇ Bilişim © 2006 - 2025 . Tüm Hakları Mahfuzdur.
  • Twitter
  • Facebook
  • RSS